Vasilije Micic’i ülkemizde ilk defa Tofaş formasıyla izledik. Sporculuk yıllarında kendisi gibi elit bir oyun kurucu olan Orhun Ene’nin koçluğunda gayet verimli bir sezon geçiren Micic, ligin bitiminde Kaunas’ın yolunu tuttu. Zalgiris Kaunas deneyimi, Micic’in EuroLeague arenasında daha fazla sorumluluk almasını sağladı. Bu yükselişi sayesinde Micic, Ergin Ataman’ın liderliğindeki Anadolu Efes’in radarına girdi. Micic’in Anadolu Efes’le buluşması kısa zaman içinde eski kıtanın en özel oyuncularından birine dönüşmesine yol açacaktı. Anadolu Efes’te geçirdiği 5 sezon boyunca Micic takımın saha içindeki beyni oldu. Shane Larkin olağanüstü top hakimiyeti ve atletizmiyle beslediği spektaküler bitirişleriyle tribünleri havaya sokarken Micic de topa yön veren merkez oyuncu olarak ön plana çıktı. Lider karakterli ve kazanmayı çok iyi bilen bu 2 yıldız, parkede birbirini ustaca tamamladığı gibi ego yarışına da hiç girmedi. Anadolu Efes’in EuroLeague’i domine ederek üst üste 2 şampiyonluk kazanmasında en büyük pay Micic ve Larkin arasındaki bu eşsiz uyumdu. Micic, penetresini ve dış şut yüzdesini geliştirdikçe Avrupa basketbolunun en seçkin kısalarından biri oldu. Bu ilerleyişi onu Anadolu Efes’in zafere uzandığı 2 dörtlü finalin de en değerli oyuncusu yaptı.
Micic’in geçen sene Olympiacos’a son saniyede attığı üçlük EuroLeague tarihinin en kritik ve unutulmaz basketlerinden biri olarak hafızalara kazındı. O basket ki Anadolu Efes’e 2. Avrupa zaferinin kapısını aralayacaktı. Micic, Türkiye Basketbol Süper Ligi sevinciyle Anadolu Efes’e veda etti ve artık NBA haklarını elinde bulunduran Oklahoma City Thunder’da kariyerini sürdürecek. Micic, NBA basketbolu için ilk etapta yeterli atletizme ve patlayıcılığa sahip bir kısa olarak görünmeyebilir. Ancak kuvveti, potaya atak ederken dengeli biçimde temas almayı da becerebilmesi ve modern basketbolda bir gard için belki de en önemli özellik olan dış şut tehdidi sayesinde Micic’in OKC Thunder sisteminde parlayabileceğini düşünüyorum. Üstelik Micic birebir hücumlarla kendi şutunu üretebildiği gibi topsuz oyunlarda kat ederek de şut sokabilir. Micic’in etkili bir pasör olması ve keskin bir saha görüşüyle oynaması da NBA’de kalıcı olabilmesi adına elini güçlendiren diğer artıları olarak dikkat çekiyor. Micic ayrıca tempolu geçiş hücumlarında da penetre ve şut becerilerini gösterebilir. Micic gibi yaratıcı bir oyun kurucunun Amerika’ya gidişi Avrupa basketbolu için elbette ciddi bir kayıptır. Vasa’yı çok özleyeceğiz.
