İki General’e Bir Takım: Houston Rockets

1953
İki General'e Bir Takım: Houston Rockets

NBA’de bu yaz dönemi için klişe bir tabir kullanacak olursak, kartlar yeniden dağıtılıyor diyebiliriz. Son olarak, ihaleyi arttıran ve diğer takımlara rest çeken Houston Rockets oldu. Kendileri artık “ölmek var dönmek yok” mantığıyla hareket etmeye başlayıp, draft hakları ve Chris Paul karşılığında onları şampiyonluğa yaklaştıracaklarına inandıkları hamleyi yaptılar. Westbrook artık resmen bir Houston oyuncusu. Bir adet sakatlık problemi çeken yıldız oyuncu ve geleceklerini ipotek altına aldıracak olan 3 adet draft hakkı karşılığında, Brodie’yi kadroya dahil etti Rockets yönetimi. Peki bu mantıklı bir hamle miydi?

Basketbolun beşe beş oynandığını inkar eden oyun stilleri hep var oldu NBA’de. Iverson, zaman zaman Kobe ve yakın dönemin bu klasmandaki en iyi temsilcisi Westbrook. Peki bu oyunun ne gibi yararları veya zararları var? Saydığımız örneklerdeki Kobe’nin 2005-2008 arası döneminde 1 vs 9 olduğunu düşünürsek, aslında bu sistemin büyük temsilcilerinin şampiyonluk kazanmadığını görüyoruz. Öncelikle takım içi uyumu ne kadar iyi kurarsan kur, illa bir toksikasyonla karşılaşmak kaçınılmaz bir gerçek. Özellikle ki şampiyon olmak için, birden fazla superstarın uyum içinde oynamasını gerektiren bu dönemde, bu oyuncularla bir uyum yakalamak çok hayalperest bir yaklaşım olur. Kendileri birebirlerini oynarlar, çizilen setlerdeki ana top yönlendirici olurlar ya da en iyi ihtimalle bitirme işine kadar her şeyi kendileri yapmak ister ve o noktada bir bitirici pas bulabilirler. Bu sistemin verimsiz olacağı zaten aşikar. Westbrook konusu etrafında yavaştan temellenirsek, kendisinin bu oyun stilinin de getirdiği geçici karar mekanizması felci durumunu bir çoğumuz izlerken fark etmişizdir. Takımın ana top yönlendiricisi de benzini püskürtemeyince, OKC motoru çalıştıramıyor, dağılmaktan beter hallere düşebiliyordu.

Chris Paul’a Yol Gözüktü

Bu sezon 32 maç boyunca 30 sayı üstünü atan ve bize görsel şölenler yaşatan Harden da, genelde birebir üstünden bir şeyler üretmeye çalışan ve artı olarak basit pick&roll ler ile temel şekilde topu potaya sokmayı amaçlayan bir oyun yapısına sahip. Bu durumda da topu genelde elinde isteyen parça olmak zorunda kalıyor. Çünkü D’antoni’nin kafasındaki sisteminde istediği şey tam olarak bu. Alan paylaşımını sağlayan, yay dışında şutör bir dizilim, Pick&Roll yapabilen bir uzun, Harden’ın her zaman bir savunmacıyla oyunu idame ettirmesini, birebirini oynayabilmesini ve bunun üzerinden skor üretmesini bekleyen bir basketbol planına sahip Houston ekibi. Geçen senelerde, sağlıklı olduğu sürece Paul, Harden kenardayken veya motoru su kaynatmışken bu birebir oynama ve pas dağıtma görevini üstleniyor, Eğer Harden sahadaysa da o alan açan ve ceza şutunu atabilecek oyunculardan oluyordu. Teorik olarak Westbrook’a göre daha uyumlu olduğu aşikardı. Farkındaysanız daha uyumlu dedim çünkü Paul da aslında bir kontrol manyağı ve bunu bastırmaya, oyun içine yaymaya çalışsa da zaman zaman bundan enstanteneler gösteriyordu tabii. Sonuç olarak kendisi için kağıt üzerinde olan şey, gerek sakatlıklardan gerek ise form sıkıntılarından hiç sanıldığı gibi olmadı özellikle bu yıl. 2 sene önce batıda son basamakta takımca bocalayan Houston, gerçtiğimiz sezon da, bu sistemdeki önemli parçalardan, başta Paul olmak üzere yeterli desteği alamadı ve haliyle patladı. 34 yaşına gelmiş sakatlık sorunları olan ve uyumlu bir karakter olmayan Paul konusunda Houston’ın doğru tercih yaptığına inananlardanım ben. Çünkü artık normal sezonda çok da verimli olamayan CP3, Play-off’larda da takımı aşağı çekebilecek handikaplara sahip olmaya başlıyordu.

İki General Mi? Bir Takım Mı?

Şimdi bu Houston için bir soru sormak istiyorum. Sizce bir takımdaki iki general mi olacaklar yoksa iki generalin sahip olduğu bir takım mı? Her türlü oyun stilleri birbirlerinin önüne fazlasıyla çıkacak. Özellikle Westbrook, Harden topla oynarken Spacing’i sağlayacak bir hareketlilik yaratmayacağı gibi, güven vermeyen o şutuyla büyük bir handikap yaşatabilir D’antoni sistemine. Durumun tersindeyse, Harden bunları yapabilecek bir oyun yapısında oynayabilir, hatta Westbrook’un kendisiyle de bunu OKC dönemlerinde bize gösterdi. Yukarıda yazdığım soru size başta saçma gelmiş olabilir. Ama olay burada başlıyor. Eğer ki takımın, Harden’a kurulu sistemi ve takımın Harden’ın takımı olması eski sezonlardaki gibi baki kalırsa, takımdaki iki general olmaktan ve birbirlerinin yollarına çıkmaktan başka bir şey yapmayacaklar. Ama ikisi birden, bazı şeylerden feragat ederek, tamamlayıcı oyun stillerine bir nebze olsun bürünebilirlerse yaratacakları fark büyük olabilir. Anlayacağınız kağıt üzerinde ayrı ayrı çok iyi oyuncular olsalar da, kağıtlarının da birbirlerinin üzerinde yani aynı stillerde oldukları çok aşikar. Harden, daha sabit şut atarak, Westbrook ise Chris Paul’un Harden kenardayken yaptıklarını yaparak ve Harden’ın ona vereceği topları kendisi kendi stilindeki gibi kullanarak takımı seviye atlatma çabasına girmeliler. D’antoni ve ekibinin ise bu konuda ne düşündüğü de fazlasıyla merak konusu. Çok çalışacakları ve en uyumlu yapı için uğraşacakları aşikar lakin, artık o basit isolation basketbolunu daha az görmemiz gerektiği kesin. Hücumların sıralı olmasındansa kurallı olması çok daha gerekli.

NBA\'de Günün Sonuçları ve Maç Programı
NBA maç sonuçları ve TV programı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz