Anadolu Efes’in yıldız oyuncusu Shane Larkin, obsesif kompulsif bozukluğunu nasıl kontrol altına aldığını anlattı.
Takıntı hastalığı olarak bilinen ve anksiyete türü bir rahatsızlık olup insanları tekrarlanan düşünce ve davranışlar döngüsüne hapsederek kısıtlayan bir hastalık olan OCD, Shane Larkin’de pislik veya mikrop bulaşmasından korkma olarak başladı.
Çocukluğunda giydiği kıyafetler yere değdiğinde veya bir yere temas ettiğinde hemen çıkarıp kirli sepetine koyuyordu.
En ufak temasta ellerini yıkama zorunluğu hisseden Larkin, asansörde veya dışarda herhangi bir yere dokunduğunda hemen dönüp ellerini yıkıyordu. Aslında her insan bunu yapar ancak Larkin’in durumu biraz farklı. Böylesi durumlarda ellerini 8 kez yıkamadan rahat edemiyordu. Bunun nedeni Televizyonda Ray Allen’ın sekiz tane üçlük attığı bir maçı izlemiş olmasıydı. 8 rakamı o andan itibaren beynine kazındı, artık ellerini lavaboya her gidişinde sekiz kez yıkaması gerektiğini düşünmeye başladı ve böyle de yaptı.
Gün içinde ellerini o kadar çok yıkıyordu ki gece elleri kan içinde yaralarla yatağa giriyordu. Tedavi için haplar kullandı ama fayda etmedi. Larkin’i bu hastalıktan ilaçlar değil basketbol kurtardı.
Larkin anksiyetesini yenebilmek için evine daha yakın olan Miami’de tedavi gördü. Orada kendisine meditasyon ve rahatlama teknikleri öğreten yeni bir terapist buldu. Basketbola olan sevgisi ve terapistiyle bu zorlu hastalığın üstesinden gelmeyi başardı.
Larkin musluğu hâlâ dirseği ile açıyor, ellerinin hâlâ temiz kalmasına ihtiyaç duyuyor ancak takıntılı olarak değil.
2013 Draftı öncesi Larkin, NBA combine’a katıldığında soru yağmuruna tutulmuştu: “Bu sorunlar varken soyunma odası ortamında nasıl kalabiliyorsun? İlaç tedavisi görüyor musun? Tedavi oldun mu? Basketbol oynayabilecek misin?” gibi soruların cevabını başarılı kariyeriyle cevaplamış gibi gözüküyor…
Shane Larkin, Obsesif-kompulsif bozuklukla nasıl mücadele ettiğini anlatıyor
