Bundan 20 yıl önce NBA tarihinin en büyük facialarından birisinin kıyısından dönüldü. 2000 yılının eylül ayında Boston Celtics’in 22 yaşındaki süper yıldız adayı Paul Pierce tam 11 yerinden bıçaklandı.
NBA’deki 3. sezonunu geçirmeye hazırlanan Pierce, Eylül ayının son günlerinde takım arkadaşı Tony Battie ve Tony’nin kardeşi Derek ile Boston’da Buzz isimli bir gece kulübüne gidiyor.
Üç isim mekana giriş yaptıktan yaklaşık 10-15 dakika sonra yanlarına iki kadın yaklaşıyor. Pierce kadınlardan birisi ile biraz yakınlaşıyor. Çok geçmeden bir adam Pierce’ın yanına geliyor ve bir kargaşa çıkıyor. Yumruklar, bıçaklar, hatta içki şişeleri… Pierce’ın bu esnada arkadaşları Tony Battie ve kardeşinden uzakta, 3 bıçaklı adamın arasında kaldığı söyleniyor. Pierce vücudunun çeşitli yerlerinden defalarca bıçaklanıyor.
“Kolumu alamadılar Tony, hâlâ şut atabilirim!”
Derek’in gelmesiyle ve kulüpteki görevlilerin olaya müdahale etmesiyle 3 şahıs olay yerinden kaçıyor. Derek, Paul Pierce’ı kucaklayıp dışarı çıkartıyor. Pierce yürüyemeyecek durumda olduğu için yürüyerek bir dakikalık mesafedeki hastaneye araba ile gidiyorlar. O sırada yarı baygın olan Paul Pierce, yaşadığı şoku şöyle anlatıyor: “Her yerde kan vardı. Elimde, bacağımda, göğsümde, sırtımda ve tek düşünebildiğim bunun neden olduğuydu. O an her şey o kadar çabuk gelişti ki hiçbir şeyi anlayamadım. Daha sonra hastanedeyken operasyona girmeden Tony’e şöyle seslendim. Kolumu alamadılar Tony, hala şut atabilirim.”
Pierce’ın o gece 1 santimetre ile kurtulduğu söyleniyor. 11 bıçak darbelerinden birisi oldukça tehlikeliymiş, öyle ki bir santimetre daha içeri girse, Pierce’ın hiç şansı olmayacakmış. 4 gün hastanede yatan oyuncu sonrasında taburcu ediliyor. Doktorların tüm uyarılarına rağmen 1 hafta sonra idmanlara dönüyor. NBA o sezon 31 Ekim tarihinde başlıyor. Boston’un açılış maçı ise 1 Kasım 2000’de Pistons’a karşı. Pierce o maçta ilk beş başlıyor, 39 dakika süre alıyor. Maç istatistikleri; 28 sayı, 6 ribaund ve 5 asist…
2000-2001 sezonunun kalanında da maç kaçırmıyor. 82 maçın 82’sinde de ilk beş başlıyor, kariyerinde ilk kez All-Star seçilme başarısı gösteriyor. Sonrasını biliyorsunuz; defalarca All-Star, NBA Şampiyonluğu, Finaller MVP’si ödülü.. 15 sezon forma giydiği Celtics’in efsane oyuncularından birisi haline geldi, 22 yıl sonra şehre özledikleri şampiyonluğu getirdi, forması emekli edilerek TD Garden’ın tavanına asıldı… Dolu dolu bir kariyer…
Olay uzun süre polisler tarafından araştırılsa da faillerin bulunması, dava süreçleri tutuklanması derken iki sene geçiyor. Üç şüphelinin ikisi şartlı tahliye ile serbest bırakılıyor. Pierce’ı bıçaklayan William Reagland ise iki senenin 2002 yılında, 10 senelik hapis cezasına çarptırılıyor.
Pierce bu olayların ardından iki sene boyunca silah taşıdığını, hatta o süreçte “birisini öldürmeye hazır” bir insan haline geldiğini söylüyor. Buradan yaşadığı travmanın boyutunu tahmin edebiliriz. Ancak tüm bunlara rağmen, bıçaklandıktan 11 gün sonra antrenmana çıkması, o sezon kazandığı başarılar oldukça ilham verici. Konsantre olmak, hedefe kilitlenmek nasıl bir şeydir? derseniz, bu hikaye kuşkusuz en iyi örneklerden birisi olur.
NBA’in efsaneleri arasına ismini yazdıran Pierce, muhtemelen bir kaç yıl sonra Hall of Fame sınıfına da girecek ve kariyerini taçlandıracak. Tüm bu olaylar karşısında sergilediği tavır aslında kişiliğinin, kariyerinin kısa bir özeti diyebiliriz. Hali hazırda üst düzey seviyedeki kariyerini de farklı bir boyuta taşıyan bir kilometre taşı.
Sanırım böyle bir yazı için en güzel son, The Truth’un şu sözüyle noktalamak olacaktır:
“Hayat, sizin önünüze çıkan engellerden ibarettir. Hayatta başarılı olan insanlar bu engellerle kafa kafaya geldikten sonra üstesinden gelmesini bilenlerdir. Ben de önüme ne kadar çok engel çıkarsa o kadar daha iyi olacağımı biliyorum.”
