Fenerbahçe Beko, koç Sarunas Jasikevicius önderliğinde tamamen yeni bir kadroyla yeni sezona giriş yapıyor. Takımın geçen sezon Turkish Airlines Euroleague’de Final Four’a kaldığını ve Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde şampiyon olduğunu düşünürsek sil baştan yeni bir takım kurulması kulağa çok mantıklı gelmiyor. Peki Fenerbahçe Beko neden geçen sezon birçok başarıya ulaşmış olan takımı birdenbire dağıttı? Bu sorunun birçok cevabından en kritiği koç değişikliğinde yatıyor. Dimitris Itoudis’ten Sarunas Jasikevicius’a giden süreci mercek altına alarak Fenerbahçe Beko’nun bugününe giden yolu anlatmaya başlayabiliriz.
Olympiakos Serisi
2022-23 sezonunda takım Turkish Airlines Euroleague’de son anda Play-Off’lara kalıp sezonun şampiyonluk favorisi Olympiakos’la eşleştiğinde beklentiler de yüksek sayılmazdı. Bu eşleşmede beklentileri aşan ve Olympiakos’u elemeye çok yaklaşan Dimitris Itoudis’in öğrencileri, Sloukas’ın Ülker Arena’daki maçta son saniye üçlüğü olmasa muhtemelen Final Four da görecekti ki yaşansa bu sezonun en büyük sürprizi olurdu. Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’ndeyse yarı finalde Anadolu Efes’e elenerek sezonu tamamlamış oldu Fenerbahçe Beko. Dimitris Itoudis’in CSKA Moskova baş antrenörüyken başardıklarıyla hatırlanan bir koç olduğunu göz önüne alırsak neticede bu sezon kimseyi tatmin etmemişti ama Olympiakos serisinde oynanan oyun kesinlikle umut vericiydi.
Yapılanma Problemleri ile Başlanan Sezon
2023-24 sezonuna birkaç nokta atışı hamleyle geçen sezon ulaşılamayan Final Four’a ulaşmak hedeflendi. Bu uğurda hamleler peş peşe geldi, gelen oyuncular da oldu giden de. Itoudis’in yola devam etmeyi düşünmediği Nick Calathes ve Carsen Edwards yerine tam üç hamle yapıldı: Geçen sezon Partizan formasıyla gösterdiği performansla “Euroleague’in Yükselen Yıldızı” seçilen Yam Madar, tam o sıralar oynanan Dünya Kupası’nda Letonya formasıyla herkesi kendine hayran bırakan Arturs Zagars ve artık NBA’de kontrat bulmakta zorlanan Raulzinho Neto. Nick Calathes’in kontratının bitmesine 1 yıl daha vardı ve bu yüzden onun takımdan ayrılığı için bonservis ödeyecek bir kulüp bulmak da kolay değildi o etapta. Mevzubahis Dünya Kupası’nın öncesinde Fenerbahçe Beko’nun kadrosuna kattığı Raul Neto, kupada sağ diz patellar tendonunu kopardığı için parkelerden uzun süre uzak kalacağı belli olunca (Kontratı feshedildi, 10 ay sonra milli takımda maça çıkabildi ama bugün hala kulüpsüz) ve Zagars da Euroleague seviyesi için hazır bulunmayınca istenmeyen adam olan Calathes, Itoudis için bir mecburiyet haline geldi.
Fenerbahçe Beko için 2023-24 sezonu 2. hafta alınan Valencia mağlubiyetini saymazsak mükemmel başlamıştı, yalnız her hafta bir oyuncu sakatlığı sebebiyle kadroda yer almıyordu ve ilk defa 7. Haftada takım 4 eksikle birden Partizan deplasmanına gitti. O maçtan itibaren sakatlıklarla birlikte takımın beli 11. haftaya kadar doğrulmadı. Üst üste 4 maçını kaybeden takım bir çıkış yolu ararken namağlup bir takımla karşılaşmak istemez herhalde ama o hafta rakip Real Madrid’di. Ev sahibi Fenerbahçe Beko, uzatmalarda rakibinin namağlup apoletini müthiş geçen 45 dakikanın sonunda söktü. Bana göre Euroleague tarihinin en iyi maçlarından birisi, Yam Madar’ın son saniye basketiyle 100-99 sonuçlandı. Bu sonuçla takım moral, Itoudis moralin yanında kredi de kazandı desek yanlış olmaz. Bu maçtan sadece 3 gün sonra gidilen Beşiktaş deplasmanı, takımın bütün moralini daha beter bozmuş olabilir. Maçın galibi Beşiktaş oldu belki ama maçtan ziyade saha dışında yaşanan olaylarla hatırlanacak bir akşam geride kalmıştı: Yam Madar, tribünlerden gelen maddeyle kısmi görme kaybı yaşadı ve bu, Real Madrid maçının sonundaki sekansı haricinde genel olarak aşağıya doğru giden performansına pek yardımcı olmadı. Epey inişli çıkışlı ve olaylı geçen haftanın ardından takım, önündeki iki maçı da kaybedince yönetim olağanüstü toplandı ve genel menajer Derya Yannier’in deyişiyle “sezon devam ederken almak istemeyecekleri bir karar” alarak koç Dimitris Itoudis’in görevine son verildi. Hemen ertesi günü kulüpten yapılan açıklamayla eski bir Fenerbahçe Beko oyuncusu Sarunas Jasikevicius göreve geldi. Takımla bir antrenman yapıp ertesi gün Monaco maçında takımın başına çıkan Saras, Monaco’yu mağlup edince “24 saatte takıma yapabileceğim etki 0” ifadesini kullandı. Belki öyleydi ama sonuçlara bakınca bir şeyler değişmiş gibiydi, öyle ki Saras göreve geldikten sonra üst üste 4 maçını kazandı, arada bir Kızılyıldız mağlubiyetinin ardından 3 maç daha kazanan Fenerbahçe Beko’da özellikle yönetim derin bir oh çekmiş olsa gerek.
Takım Dağıldı
Ligin en formda takımı olarak 22. Haftaya giren takımda sakat oyuncu sayısı tavan yapmıştı.
Fenerbahçe Beko aslında hem güçlü hem de geniş bir forvet rotasyonuna sahipti ama şans odur ki Pierre hariç bütün oyuncular sakatlığı sebebiyle Zalgiris Kaunas deplasmanının kadrosuna alınmamıştı. Fenerbahçe Beko kariyerindeki en kötü sezonunu geçiren Pierre ise o maça kadar iki defa sakatlık geçirmiş birçok maç kaçırmıştı. İyi gitmeyen maç, eldeki tek forvet olan Pierre de sakatlanınca içinde çıkılmaz bir hal aldı ve mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Gelecek maç elinde forveti olmayan Saras ve yönetim hızlı bir arayışa girdi ve Derthona forması giyen Amine Noua’yı bir aylık kontrat için ikna etmeyi başardı. Noua, kısa süren ASVEL macerası haricinde Avrupa’nın en üst liginde tecrübesi olmayan bir oyuncu olmasına rağmen senelerdir Euroleague seviyesinde oynayan bir oyuncuymuş gibi bir etki yaptı takıma. Hal böyle olunca Noua’nın kontratı sezon sonuna kadar uzatıldı ama ironik bir şekilde Noua, 12 kişilik kadroya girememeye başladı. Buna sakat oyuncuların dönüşü de etken oldu olmasına ama aslında Pierre ve Sestina gibi oyunculardan çok daha iyi bir izlenim bırakmıştı o vakte kadar.
Saras’ın Dokunuşları ve Sonucu
Fenerbahçe Beko, Euroleague normal sezonundaki son 4 maçının üçünü kaybederek normal sezonu 6. sırada tamamladı ve playoffta Monaco’nun rakibi oldu. Saras, takımın başına geldiği günden itibaren takımın çehresini büyük ölçüde değiştirdi: Yam Madar rotasyon dışı kalırken bir diğer kısa olan Tyler Dorsey’in de aldığı süreler büyük ölçüde azaldı ve takımın ana oyun kurucuları Calathes ve Guduric olarak netleşti. Tarık Biberovic ve Nigel Hayes-Davis’in gelişimine kayıtsız kalmayan Litvanyalı koç, bu iki oyuncuya şimdiye kadar görmediğimiz şekilde büyük sorumluluklar verdi. Onlar bu sorumluluğun altında ezilir mi soruları sorulurken beklentileri aşarak birer yıldız oyuncu seviyesine ulaştılar. Hayes, sezon sonunda ligin en iyi beşine de seçildi. Bir önceki playofftan itibaren rakiplerin tamamen çözdüğü ve bu yüzden takıma zarar veren bir oyuncu haline gelen Jonathan Motley’in aldığı sorumluluk ve süreyi de iyice azalttı Saras ama takımdaki diğer iki pivot olan Sertaç Şanlı ve Georgios Papagiannis’in de çok yararlı olduğunu söyleyemeyiz. Sezon devam ederken pivot mevkisinde problemler yaşayan Anadolu Efes ve bütün pivotları bir ara sakatlanan Olympiakos yönetimleri bu mevkiyi Yukatel Merkezefendi forması giyen Daniel Oturu ve Moses Wright ile doldurmuştu. Fenerbahçe Beko’nun belki bu mevkide nicelik eksiği yoktu ama nitelik eksiğinin çok olduğunu neredeyse her maç gördük. Saras bu problemi daha sonra içeriden çözmeye çalışacak az sonra oraya da değineceğim.
Takım genel anlamda bu durumdayken beklenmedik bir şekilde kulüp tarihinin en güçlü hücum takımına dönüştü. 4 Ocak günü oynanan maçta Maccabi Tel Aviv potasına 109 sayı atmayı başaran takım Euroleague kulüp rekoru olan 107 sayıyı da böylece kırmış oldu. Tesadüf mü dersiniz? Ben öyle düşünüyordum ama 1 Mart günü oynanan maçta Baskonia potasına atılan 111 sayı ne kadar yanıldığımı gösterdi. Aynı maçı 32 asistle tamamlayan takım, kulübün asist rekorunu da kırmış oldu. Bununla yetinmeyen kişiyse Nick Calathes oldu. Söz konusu maçta 2 top çalan Yunan gard, Euroleague kariyerindeki 434. topunu çalarak lig tarihinin en çok top çalan iki oyuncusundan biri oldu. (Daha sonra Barcelona maçında 1 top çalarak rekorun tek sahibi oldu.) Durmaya niyeti olmayan Saras’ın öğrencileri 14 Mart günü oynanan Valencia maçında rakip potaya 118 sayı göndererek bir kez daha kulüp rekorunu kırdı, üstüne bulduğu 24 adet üç sayılık isabetle Euroleague tarihinde bir maçta en fazla üçlük isabeti bulan takım unvanını da aldı. Rekorlar burada da bitmedi; 29 Mart günü oynanan ALBA Berlin maçında rakip potaya kendi başına 50 sayı gönderen Nigel Hayes-Davis, Euroleague tarihinde bir maçta en çok sayı gönderen oyuncu oldu. Bu unvanın önceki sahibi Anadolu Efes formasıyla Bayern Münih’e karşı 49 sayı bulan Shane Larkin’di.
Rekorlar Bitti Sanıyorsanız Hala Birkaç Ezber Daha Bozulacak
Saras ve öğrencileri son iki normal sezon maçını da kazansaydı normal sezonu 4. Sırada tamamlayarak ev sahibi avantajından da mahrum kalmayacaktı ama halamın da bıyığı olsaydı amcam olurdu. Ben bu bilgiyi Fenerbahçe Beko’nun formunun düştüğünü anlatmak için verdim aslında. Rakip Monaco epey güçlü bir ekip. En önemli oyuncuları sezonun da en değerli oyuncusu seçilecek olan Mike James. Fenerbahçe’de Motley sakatlığı sebebiyle serinin bir kısmını kaçıracaktı ve Saras tam da ona net bir rol bulmuşken bu çok kötü bir haberdi. Papagiannis ve Sertaç her maç birer sürpriz yumurtadan öteye geçememişken Motley kıymete binmişti desek yanlış olmaz. Saras, takımın başına geldiği günden beri çok kez parkeye kartvizitini atarak farkını ortaya koymuştu. Monaco eşleşmesinde de daha ilk maçın ilk çeyreğinde farkını ortaya koydu. İlk maçta Papa + Sertaç ikilisi parkede toplamda 16 dakika süre bulabildi. Fenerbahçe, kalan 24 dakikayı sahada bir pivot olmadan oynayarak deplasmanda ilk maçı kazandı. Sahadaki 5. oyuncu, sezon boyunca performansı çok tartışılan ve çok kısıtlı süreler alan Nate Sestina oldu. 31 dakika sahada kalan uzun forvet 16 sayı ve 6 ribauntla serinin ekstrası oldu. Saras, aynı şeyi ikinci maçta da denese de aynı katkıyı alamayınca kazanan Monaco oldu. Serinin üçüncü maçını Fenerbahçe sahasında kazansa da Final Four biletini alması beklenilen 4. Maçta sürpriz bir performansla rakibine boyun eğince seri son maç için Monaco’ya taşınmış oldu. Euroleague Play-Off tarihinde son maça taşınan serilerin tamamının galibi ev sahibi ekip olmuştu (18-0). Fenerbahçe; önemli kısmında rakibinin gerisinde olduğu beşinci maçı, vaktinde Itoudis’in şut performansını beğenmediği için göndermek istediği ama mecburiyetten kadroda tutulan ve daha sonra takımın en önemli iki oyuncusundan biri haline gelen (diğeri Nigel Hayes) ve hücum zora girdiğinde sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçınmayan Nick Calathes’in son saniye üçlüğüyle kazandı. Böylelikle Saras ve Fenerbahçe bir rekoru daha tarihe gömerek Final Four biletini kaptı.
Final Four’da Fenerbahçe açısından anlatmaya değer pek bir şey yok. Yarı finalde rakip Ergin Ataman’ın Panathinakosu’ydu ve ligin en formda pivotu Mathias Lessort’un karşısında durabilecek bir Fenerbahçe oyuncusu yoktu. Motley sakatlıktan döndüğünde tanınmaz haldeydi, Papa ve Sertaç ise onun kuvvetine dayanabilecek oyuncular değillerdi. Panathinakos sezonu şampiyonlukla tamamlarken Fenerbahçe Beko 4. Sırada bitirdi. Basketbol Süper Ligi’ndeyse finale kadar rahat gelen Fenerbahçe, finalde ev sahibi avantajı rakibi Anadolu Efes’te olmasına rağmen çok rahat bir oyunla deplasman maçlarının ikisini de rakibinden çaldı ama Tomislav Mijatovic’in Saras’a Ülker Arena’da kötü sürprizleri oldu: İçerideki ilk maçı kaybeden Sarı Lacivertliler, dördüncü maçıysa ancak uzatmalardaki efsanevi Nigel Hayes performansıyla kazanarak şampiyonluğunu ilan etti.
Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen
Sezon ortası koç değişikliğine rağmen epey başarılı bir sezon gibi ne dersiniz? Çekirdek korunsa, Motley yerine pota altına gerekli takviye yapılsa (Papa ve Sertaç, yeterli gözükmese de kontratları devam ediyor ve Sertaç Türk olduğu için kadroda olması kıymetli) ve verim alınamayan Dorsey ve Madar’la yolları ayırıp bir de gard bölgesine nokta atışı bir takviye yapılsa gelecek sezonun kadrosu hazır gibi bence: 3 oyuncuyla yollar ayrılacak, 2 yeni oyuncu gelecek + kiralıktan Zagars dönecek.
Bu noktadaki problem Saras’ın görev başına sezon ortasında gelmesi aslında. Bu kadro Itoudis’in isteklerine göre kurulmuştu ve her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardı. Saras belki bu mutfakta dolaptaki malzemelerle başarılı olmuştu ama mümkün olsa malzemelerini kendisi temin eder mutfağını kendi istediği şekilde kurgulardı. Yeni sezonda mutfağını kendi istediği şekilde kurgulayacak vakti bulunca işe koyuldu. Her restoranın birlikte çalıştığı toptancısı da farklıdır. Baş şef Saras da aslında restoranın toptancısına kadar değiştirmek istedi desek yanlış olmaz. Görünen o ki Stakeholder’ın da bir itirazı yok bu işe. Toptancı olarak bahsettiğim kişi kim dersiniz?
Saras’ın sezon devam ederken hangi oyuncuya hangi maçlarda ne kadar süre verdiğine bakarak gelecek sezon kimlerle yola devam etmeyeceğini tahmin etmek çok zor değildi. Dorsey, Noua, Madar ve Motley ile yola devam edilmemesi bu bakımdan hiç sürpriz değildi. Şehmus Hazer, Euroleague’de pek şans bulamasa da yabancı sınırı sebebiyle Süper Lig’de iyi süreler bulabiliyordu. Önceki sezonlarda Avrupa’da da şans bulma ihtimaline dair birkaç sinyal yaksa da bu performansların istisnai olduğunu fark etmek zor olmadı. NBA Summer League’de şansını denedikten sonra daha büyük sorumluluklar alabileceği Eurocup takımı Bahçeşehir Koleji’ne imza attı. Nate Sestina, Erdem Can’ın Türk Telekom sisteminde parlamış bir oyuncu olarak transfer edildi ve sezonun yarısında neredeyse hiçbir varlık gösteremedi ama sezonun ikinci yarısında kendisini buldu ve çok önemli süreler aldı. Öyle ki 5 kısalı sistemin en kritik oyuncularından biri olarak takımı Final Four’a dahi taşıdı. Gelinen noktada bir yol ayrılığı beklemiyordum ama o da artık bir Eurocup takımı olan Valencia oyuncusu oldu. Elde var iki.
75 Monako
Ali iyice sapıttı demeden önce dinleyin, açıklayabilirim. Yunanistan’ın 74 ili var. Benim hayal dünyamda 75’inci illeri Monako oldu çünkü iki Yunan oyuncu Calathes ve Papagiannis, Play-Off’ta eledikleri Monaco’ya transfer oldular. Tersine Stockholm Sendromu olarak da adlandırabileceğimiz bu hadisenin başrolünde sezonun en büyük kahramanı diyebileceğimiz Calathes var. 35 yaşında artık performansının düşmesini bekleyeceğimiz bir oyuncunun vites yükseltmesi çok olağan değil, dolayısıyla talipleri olan bir oyuncu Calathes. İstenmeyen adam konumundan takıma dönen 35’lik bir oyuncu için ne kadar tutkun olduğunu onu izleyen herkes görmüştür ve üstelik Fenerbahçe’de oynamaktan ne kadar keyif aldığını, verdiği demeçlerde de asla gizlemeyen oyuncu Play-Off öncesinde yönetimin kapısını bitmek üzere olan kontratını yenilemek için çaldı. “Sezon sonu görüşelim.” cevabını alan Calathes kariyerini de güvence altına almak adına Monaco’nun teklifine evet dedi. Papagiannis’in bir yıl daha kontratı vardı ve Fenerbahçe’ye transferi iki tarafın da yararına gözükmedi, saha dışında en yakın gözüktüğü kişi de vatandaşından başkası değildi. Monaco, onu kadrosuna katmak için Fenerbahçe’ye bir miktar bonservis ödemek zorunda kaldı ama bana sorarsanız piyasadaki diğer uzunlardan ziyade Papagiannis’e gidilmesinin doğrudan Calathes ile alakalı olduğunu tahmin ediyorum. Saha içinde de iyi anlaşan bir ikili olduklarını söylemem lazım.
Fenerbahçe Beko, bu yazıyı yazdığım 8 Eylül gününe kadar kadroya 7 oyuncu ekledi, 8 oyuncu takımdan ayrılırken birisi sonradan geçici gelen Noua’ydı yani gelen giden sayısı eşit. Kalan 7 kişiden sezonun önemli kısmında çok kısıtlı şans bulan iki oyuncu vardı: Şehmus ve Madar. Erten Gazi ve Arturs Zagars tam olarak bu iki oyuncu yerine eklendi. Bir PG bir SG (Calathes ve Dorsey) takımdan ayrılırken takıma iki tane PG de oynayabilen ama PG olmayan SG katıldı (Wade Baldwin IV ve Devon Hall). Şimdi takımın mevki anlamında kısalmasına hep birlikte tanık olacağız. HATIRLATMA: Tarih yazarak Final Four yapan takımda rakip takımın pivotuna savunma yapacak bir oyuncu bulunamadığı için bu takım finale gitme ihtimalini çok basit bir şekilde tepti. 5 kısalı sistemin 5. kısası olan PF Sestina ve takımın 3 center (C) oyuncusundan ikisi olan Motley ile Papa ayrılırken SF Bonzie Colson, PF Luka Samanic ve PF iken iki sezondur ilerleyen yaşı, düşen atletizmi sebebiyle C olarak da izlediğimiz Nicolo Melli kadroya dahil oldu.
Luka Samanic
2 Ekim Çarşamba sabahından sesleniyorum. Geçen zamanda yine birçok olay yaşandı.
10 Eylül günü Yağız Sabuncuoğlu, Twitter hesabı üzerinden: “Fenerbahçe Beko, Luka Šamanić ile yolları ayırmayı düşünüyor.” açıklamasını yaptı. O andan itibaren Samanic hakkında birçok söylenti çıktı. Bir taraftar, Samanic’in eşiyle Instagram üzerinden iletişime geçti ve aldığı cevap her şeyin yolunda olduğu yönündeydi. O günlerde en çok konuşulan söylenti, Samanic’in sağlık sorunları olduğu ve yerine Khem Birch’in transfer edileceğiydi. Aynı gün kulüpten: “Oyuncumuz Luka Samanic, kişisel nedenlerden ötürü kulübümüzden izin alarak 6 Eylül Cuma günü ülkesine gitmiştir. Süreç şube yetkililerimizce yakından takip edilmekte olup, oyuncumuzun durumuna ilişkin gerekli bilgilendirme ilerleyen günlerde yapılacaktır.” açıklaması yapıldı.
11 Eylül’de Khem Birch, Fenerbahçe’ye transferi için İstanbul’a geldi. 13 Eylül’de Fenerbahçe Beko, Luka Samanic’le kişisel sebeplerden ötürü yolları ayırdıklarını ama oyuncunun haklarının sezon boyunca Fenerbahçe’de saklı kalacağını açıkladı. Anlayacağınız; Luka Samanic bu sezonu kulüpsüz geçirecek ama sezon içinde sarı lacivertlilere dönme ihtimali var.
Khem Birch
Khem Birch aslında Fenerbahçe Beko pota altı için profil olarak aranan kan ama çok da gaza gelmemek lazım.
Lisede McDonalds All-American kadrosuna girecek kadar iyi bir oyuncuydu. McDonald’s All-American Boys Game batı karmasında Anthony Davis, Austin Rivers ve Cody Zeller gibi isimlerle birlikte oynarken doğu karmasında da Bradley Beal, Kentavious Caldwell-Pope, Michael Carter-Williams gibi isimlere karşı oynadı.
2014 NBA Draft’ında herhangi bir takım tarafından seçilmedikten sonra kariyerine G League’de başlayan Kanadalı uzun ertesi sezon Uşak Sportif’e transfer oldu. Yine o sezon Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde All Star seçilince Avrupa kulüplerinin ilgisini çekti ve ertesi sezon Yunanistan devi Olympiakos’a imza attı. O sezon Euroleague’de finale çıkan Olympiakos, finalde Fenerbahçe’ye boyun eğecekti. Hemen ertesi sezon artık NBA takımlarının da dikkatini çekmiş olacak ki 2017 yılında Orlando Magic ile NBA’ya adım attı.
Magic’teki ilk iki sezonu oryantasyon gibi geçerken üçüncü sezonunda çıktığı 48 maçın yarısına ilk 5 başladı. Bir sonraki sezonun ortasında Toronto’ya takas oldu ve sezonun kalanında takımın bir numaralı uzunuydu. Şubat 2021’den beri diz sakatlıkları nüksetmeye başlayan Birch, buna rağmen maçlara çıkmaya devam etti ve en sonunda Mayıs 2022’de dizi için bıçak altına yattı. 4 ay sonra yaptığı açıklamada: “Doktorlar menisküs yırtığım olduğunu ameliyat esnasında fark etti.” dedi. O ameliyattan sonra hiçbir zaman eski haline dönemedi ama 9 Şubat 2023’e kadar basketbol oynamaya devam etti. 9 Şubat günü yaptığı açıklamayla dizindeki ağrılar sebebiyle basketbola ara verdiğini açıkladı.
Geçtiğimiz sezon Girona formasıyla basketbola dönen Kanadalı pivot, burada 12 maçta boy gösterdi ve ortalama 23 dakika sahada kalıp 8.8 sayı 5.7 ribaunt ortalamaları tutturdu ve Kanada’nın Paris 2024 oyunları kadrosuna çağrıldı. Orada 3 maçta toplam 17 dakika süre aldı.
Khem Birch artık bir Fenerbahçe Beko oyuncusu olsa da 31 Aralık gününe kadar kulübün kontratı tazminat olmaksızın feshetme hakkı bulunuyor. Birch, rüştünü ispatlamış olsa da takımda kalacağı süre zarfında diz problemleri sebebiyle alacağı sürenin kısıtlı olacağı aşikâr; dolayısıyla vereceği katkı da sınırlı olacaktır.
2 Metre 24 Santimetre
Sarı lacivertlilerin son hamlesi, son olarak Houston Rockets forması giyen Boban Marjanovic oldu. 25 yaşına kadar takım takım dolaşmasına rağmen bir türlü dikiş tutturamıyordu 224 cm boyundaki pivot. 2013 yılında ülkesine dönmesi kariyerinin kırılma noktası oldu. Kızıyıldız formasıyla Euroleague’e damga vuran Boban, bu performansıyla ilk NBA kontratını 2015’te San Antonio Spurs’ten buldu. 2024’e kadar 6 farklı NBA takımında gerek boyuyla gerek üçlük performansıyla gerekse de renkli kişiliğiyle adından çokça söz ettirdi. Öyle ki orada geçirdiği yıllar ona Holywood kapısını da açtı: 2019 yapımı Keanu Reeves’in başrolünde oynadığı John Wick 3: Parabellum ve 2022 yapımı Adam Sandler imzalı Hustle filminde boy gösterdi.
Bugün 36 yaşında olan Sırp pivot, 9 senenin ardından bu sezon Avrupa’ya döndü. Hazırlık maçlarında istatistik kağıdını iyi doldursa da ilk 5 başladığı Cumhurbaşkanlığı kupası finalinde yetersiz gözüktü. Boyu ve yaşı neticesinde mobilitesinin fazlasıyla kısıtlı olduğunu söylemek lazım dolayısıyla işin savunma kısmında çemberden uzağa çekilebildiği her sekansta Fenerbahçe savunması bir kişi eksik oynayacaktır. Durumun farkında olan Fenerbahçe yönetimi, tıpkı Birch’te olduğu gibi bu oyuncunun kontratının da 31 Aralık gününe kadar tazminat olmaksızın feshetme hakkı bulunuyor.
Buyurun sezon sonunda takımdan ayrılan oyuncular ve yeni gelen oyuncular ve Luka Samanic:
Bruno Fernando?
Geçtiğimiz sezon sona erdiğinden beri Fenerbahçe Beko ile adı geçen bir isim Bruno Fernando. Şu anda Toronto Raptors oyuncusu olan Angolalı pivot, garanti olmayan bir kontrata sahip ve Raptors’un bu kontratı feshetme ihtimali bulunuyor. Fenerbahçe ile adı geçen pivotlar arasında benim en çok içime sinen isim de ondan başkası değil çünkü ben kendisini Ekpe Udoh’a benzetiyorum. Boyu aşırı uzun değil ama kolları boyuna göre çok uzun ve hareket kabiliyeti de yüksek bir oyuncu olduğu için iyi bir blokçu aynı zamanda. Hem güçlü hem atletik, dolayısıyla iyi bir savunmacı olmak için fiziksel anlamda çok doğru bir profil, ayrıca Khem Birch gibi kronik bir sakatlık problemi olmaması bu ismi bana göre daha da cazip kılıyor.
Bu noktada problemi yaratan nokta Raptors yönetiminin kendisi. Bu konuyu NBA yorumcusu İnan Özdemir’e sorduğumda Raptors’un pivot rotasyonunu oluşturan Jakob Pöltl ve Kelly Olynk’in, Fernando’nun net bir şekilde önünde olmasına rağmen uzun olan sezonda bir sakatlık durumunda özellikle Olynk’i ikame etmek adına Toronto’nun oyuncuyu tutmak isteyebileceğini söyledi. Fenerbahçe’nin bu mevkiye garanti bir kontrat verebileceği kemik bir oyuncu aradığı aşikâr ama ne olur? Zaman bize gösterecek.
A Milli Takım Baş Antrenörü Ergin Ataman
Hazırlık döneminin bir kısmını İstanbul’da geçiren ve bu sırada Anadolu Efes ile Galatasaray’la hazırlık maçları oynayan Ergin Ataman’ın başında olduğu Panathinakos takımı 24 Eylül günü oynanan Galatasaray maçının ardından Ergin Ataman’ın tribünlere 3-1 işareti yaparak hafta sonu oynanan derbi maçına atıfta bulunması tepkilere yol açtı.
Fenerbahçe kulübünden yapılan açıklamada Ergin Ataman A milli takımın başında olduğu sürece milli takıma oyuncu göndermeme kararı aldığı belirtildi. Bunun yansımaları sezon içinde nasıl olur? Kulüp bu karardan döner mi? Bu soruların yanıtlarını gelecekte öğreneceğiz ama kesin olan şey bu kararın milli takıma zarar vereceği. Daha sonra Ergin Ataman, Instagram hesabından bir özür mesajı yayınladı.
Hazırlık Maçları
4 Eylül’den itibaren 6 hazırlık maçı oynayan sarı lacivertliler; ilk maçında yakın geçen karşılaşmada Karşıyaka’ya boyun eğdi. Girit turnuvasında Milano’yu mağlup ettikten sonra finalde Olympiakos’a son topta boyun eğdi. Maçı kazandıran üçlüğü atan oyuncuysa geçen sezon Fenerbahçe oyuncusu olan Tyler Dorsey’den başkası değildi. Bu mağlubiyetten sonra sırasıyla AEK ve Manisa’yı mağlup eden Fenerbahçe, Manisa’ya karşı 25 üçlük isabeti bularak kendilerine ait Euroleague üçlük rekorunu fiilen kırmış oldu ve gelecek sezonla ilgili de bir mesaj verdi belki de. Bursaspor maçından da galip ayrılarak Cumhurbaşkanlığı Kupası karşılaşmasına gelindi. Anadolu Efes, bu maçta Jasikevicius basketbolunun önüne nasıl geçilebileceğine dair pek çok veri verdi. Sürekli faullerle Fenerbahçe hücumlarını sekteye uğratan lacivert beyazlılar, Erkan Yılmaz gibi mücadele etmekten çekinmeyen oyuncuların daha fazla süre almasıyla Fenerbahçe Beko’yu 82-83 mağlup etmeyi başardı.
Görünen o ki rakipler Fenerbahçe’ye karşı çok sert ve yoğun oynamaya çalışacak dolayısıyla Fenerbahçe maçları seyir zevki anlamında güzel anlar vadedecektir. Baskılı yoğun oyunu 40 dakikaya yaymak kolay olmayacağı için savunmada boşluklar açıklıklar göreceğiz bu yüzden Fenerbahçe maçları bolca fast break vaadediyor. Fenerbahçe’nin gard rotasyonu bu konuda bence çok yardımcı olmuyor, o noktada takıma doğal bir oyun kurucu şart gibi dursa da Saras bunu daha çok şutör gardlardan bekleyecek gibi gözüküyor.
Fenerbahçe Beko, sezonu evinde Olympiakos’u ağırlayarak açıyor. Olympiakos ligin en güçlü ekiplerinden biri konumundayken ben Fenerbahçe Beko kadrosunun geçen sezondan iyi bir performans göstermesinin kolay olmayacağını düşünüyorum. Ligin belki de en iyi forvet rotasyonu Fenerbahçe’de olsa da 1 numara ve 5 numara mevkileri halen birer soru işareti olarak orada duruyor. Yeni transfer Wade Baldwin’den oyun kurucu pozisyonunda beklenti büyük olmalı ama şimdiye kadar Darius Thompson’dan hallice bir performans gösteriyor. Bu mevkilerde gözüken bariz problemler çözülebilirse bu takım Final Four yapabilir ama şu an için bir transfer hamlesi daha yapılmayacağını varsayarak Fenerbahçe Beko’nun sezonu 6-8. sırada bitirmesini bekliyorum. Umarım yanılırım.
Yeni sezonda Fenerbahçe Beko’ya başarılar dileriz.
Ali Şiviloğlu