Son 10 yılı göz önüne alırsak, Heat’in sürekli inişli çıkışlı bir yolda olduğunu görüyoruz. 2010’lara LeBron-Wade-Bosh 3’lüsü ile adeta bomba gibi girmişlerdi. 4 sezon boyunca finallere kalarak ligi adeta domine ettiler. LeBron James, yuvası Cleveland’a geri dönünce Heat için işler hiç iyi gitmemeye başladı. 2014-2015 sezonundan bu yana yalnızca 2 kez Play-off yüzü gören Heat ekibi, bu 2 seride de başarılı bir performans gösteremeden elendiler. 2019-2020 sezonuna girilmeden önce bahis şirketlerinin, Heat için 43-39 oranını iddia etmesi birçoğumuzu şaşırtmamıştı doğrusu. Wade’in emekli oluşu, takımda Jimmy Butler hariç bir yıldız bulunmayışı, böyle düşünülmesinin ana nedenlerindendi. Fakat Güneydoğu Konferansı ekibi, sezona beklentilerimizden çok iyi şekilde başladı ve bu iyi gidişat anlık 36-20 serisi ile tüm hızıyla sürüyor.
Yeni Bir Ekip, Lige Taptaze Bir Nefes
Yaz döneminde Heat ekibi, önemli bir takas hamlesi yaparak tüm dikkatleri üzerine çekti. Takımın en önemli oyuncularından, geleceğin yıldızlarından biri olan Josh Richardson’dan vazgeçip, hali hazırda büyük bir yıldız olan, takım liderliği konusunda örnek alınması gereken bir karakter olan Jimmy Butler’ı takas yoluyla takıma kattılar. Miami Heat, tıpkı 2010’ların başındaki gibi en iyilerin arasında olmak, şampiyonluğa oynamak istiyordu. Kesinlikle büyük yürek isteyen bir takas olduğunu düşünüyorum. Genç bir süperstar adayını gönderip, yerine olgun bir yıldız olan fakat gittiği her takımdan sıkıntılı ayrılan, zor bir karakteri takımına katıyorsun. Aynı takasta takımın ana pivotu ve boyalı alanı en iyi savunan oyunculardan Hassan Whiteside, Portland Trail-Blazers’ın yolunu tutarken, karşılığında boyalı alandan uzak, teması sevmeyen fakat çok iyi şutu olan bir oyuncu olan Meyers Leonard, takıma katıldı.
Jimmy Butler’ın takıma katılması, Heat ekibinin gidişatının çehresini değiştiren ana olay oldu. Takıma ağabeylik yapabilecek, yıldıran savunmasıyla rakibin hücum silahlarını etkisiz kılabilecek, maçın clutch anlarında sahne alıp, takımına galibiyet getirebilecek, tabiri caizse hırs küpü bir oyuncu Jimmy Butler.
Meyers Leonard hamlesi ile takımda şut atabilen tek uzun olan Kelly Olynyk’in yanına bir uzun şutör daha eklendi. Trail-Blazers forması ile kenardan gelerek olumlu katkılar verebilen bir oyuncu. En beklenmedik maçlarda 30-35 sayı atabilen, hırsı, patlayıcılığı yüksek bir uzun. Heat benchi için gayet iyi bir hamle olduğunu düşünüyorum.
Sezona beklenmedik şekilde iyi başladılar. İlk 15 maçlarında 11 galibiyet aldılar. Şapkadan çıkan tavşanlarla dolu bir ekip desek yeridir aslında. Sıradan bir G-League oyuncusu olmaktan öteye gidemeyen Kendrick Nunn, öyle bir sıçradı ki ilk 5’in vazgeçilmez isimlerinden biri oldu. İlk birkaç ay boyunca ligin en çok sayı atan çaylağıydı. Hassan Whiteside’ın takaslanmasıyla tüm gözler, takımın genç pivotu Bam Adebayo’ya çevrilmişti. Esasında daha geçen seneden kendisini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı. Fakat bu sezon, All-Star seviyesine kadar çıkarak gelecekte lige damga vuracağını herkese gösterdi. Sezonun onlar adına en büyük avantası ise Duncan Robinson oldu. Genç oyuncu, ligin en iyi şutörlerine adeta taş çıkartacak seviyede oynuyor.
All-Star öncesi takas dönemini de gayet iyi geçirdiklerini düşünüyorum. Takımın defolu ismi Dion Waiters ve eski performansından çok uzak James Johnson’ı yollayıp, Memphis’ten Jae Crowder ve Andre Iguodala’yı takıma kattılar. All-Star’da Bam Adebayo yetenek yarışmasını, takımın uçan adamı Derrick Jones JR ise smaç yarışmasını kazandı ve Heat ekibini fazlasıyla gururlandırdılar.
Wade’in emekliliği sonrası Heat ekibinin durumunun ne olacağı büyük merak konusuydu. Ne yapacağı belirsiz bir takımdan, herkesin rolünü bildiği, takım kimyasının süper olduğu, geleceğe umutla bakan bir takıma. Geçen sene toplamda yalnızca 39 galibiyet almışlardı. Şu anda 36-20 oranla konferansta Boston Celtics’in hemen ardından 4.sırada bulunuyorlar. Miami Heat’in Play-off’ta korkulacak takımlar arasında olduğunu düşünüyorum.
Tuncay Koray Sunay
