Dürüst olmak gerekirse çoğu kişi Phoenix Suns – New Orleans Pelicans eşleşmesinin pek bir şey vaat ettiğini düşünmüyordu. Sonuçta Suns, genel sıralamada NBA birincisiydi ve harika bir sezon geçirmişlerdi. Öte yandan Pelicans ise 9. sıradan kendini play-in’e zor atmıştı ve San Antonio Spurs ve Los Angeles Clippers galibiyetleriyle 8. sıradan Play-off’a katılmıştı. NBA otoriteleri, Suns’ın, Pelicans’ı 4-0’la süpüreceğine ya da en kötü senaryoda bile sadece bir maç kaybedebileceği düşünüyordu. Nitekim Suns, seriyi 4-2’yle geçti ama işleri hiç de beklenildiği kadar kolay olmadı.
Serinin ilk maçına iyi başlayan taraf Suns oldu ve farkı bi ara 23 sayıya kadar çıkardılar. Pelicans 3. çeyrek sonunda farkı 8’e indirmeyi başarsa da son sözü söyleyen maçtaki 30 sayısının 19’unu son çeyrekte atan Chris Paul oldu. (110-99 SUNS)
İkinci maç daha çekişmeli başlasa da Suns, Devin Booker’ın 31 sayısıyla ilk yarıyı 61-56 geçmeyi başardı ama Booker’ın üçüncü çeyrekte sakatlanmasıyla birlikte, Pelicans kontrolü eline aldı ve 37 sayı, 11 ribaunt ve 9 asistle oynayan Brandon Ingram önderliğinde maçı kazandı. (125-114 NOLA)
Hem kendi sahasında kaybedilen maç ve üstüne Booker’ın da sakatlığı sebebiyle bütün seriyi kaçırabilecek olması Suns için endişelere sebep oldu. Ama Suns, üçüncü maçı da Chris Paul’un mükemmel “clutch” performansı ve Deandre Ayton’ın da 28 sayı 17 ribauntluk önemli katkısıyla alarak seride tekrar öne geçmeyi bildi. (114-111 SUNS)
Dördüncü maçta ise Brandon Ingram bir kez daha sahneye çıktı ve Pelicans seride durumu 2-2’ye getirdi. Suns’ın bu maç özelinde Devin Booker’ın skorerliğinin eksikliğini çektiği söylenebilir. (118-103 NOLA)
Serinin beşinci maçına ise genellikle üst düzey savunmasıyla öne çıkan Mikal Bridges damga vurdu. Suns’ın baştan sona önde götürdüğü maçta, Bridges 47 dakika nerdeyse hiç dinlemeden oynayarak; 31 sayı, 5 ribaunt ve 4 blok kaydetti. (112-97 SUNS)
Seride son sözü ise Point God (Chris Paul) söyledi. Paul, 14’te 14 saha içi isabetiyle hiç kaçırmadan 33 sayı atarak kusursuz bir performans ortaya koydu ve Suns’ın seriyi 4-2 bitirmesinde başrol oynadı. Serideki son üç maçı sakatlığı sebebiyle kaçıran Devin Booker’ın dönüşü ise Suns cephesini sevindirdi. (115-109 SUNS)
Sonuç olarak, belki de play-off’un kâğıt üstünde en zayıf eşleşmesi gibi gözüken Suns -Pelicans bize; Chris Paul’un mükemmelliği, Brandon Ingram’ın yükselişi, Devin Booker’a yumruk çakan bebek, Jose Alvarodo’nun kurnazlığı ve “F*** Jae Crowder” tişörtleri gibi birçok harika an verdi. Suns için sırada, Utah Jazz’ı 4-2’yle geçen, Luka Doncic önderliğindeki Dallas Mavericks var. Bakalım Phoenix Suns ve Chris Paul ilk yüzüklerini kazanma yolundaki yürüyüşlerine devam edebilecekler mi, yoksa bu sefer de yolun sonu hayal kırıklığı mı olacak?
Eren Koçan
