2020 yılına girmemiz ile birlikte NBA’de 10 yılı geride bıraktık. İngilizce’de ‘Decade’ olarak adlandırılan 10 yıllık süreçte normal sezon galibiyet derecelerine göre NBA’in en iyi 5 takımını sizler için derledik.
5 – Miami Heat
2010 yılında ‘The Decision’ ile birlikte LeBron James’i, sonrasında da Chris Bosh’u gibi yıldızları, hali hazırda Dwyane Wade’in olduğu takıma katan Miami Heat, BIG3’si ile 2010’lara çok hızlı bir giriş yaptı. 2010-2011 sezonundan 2013-2014 sezonunun sonuna kadar normal sezonda galibiyet yüzdeleri %65’in altına düşmedi. 4 sezon üst üste NBA Finalleri’ne kadar yükseldiler ve 2 kez şampiyon oldular. 2010’ların ilk bölümünün en iyi takımı olan Heat, LeBron James’in takımdan ayrılmasıyla inişli çıkışlı bir grafik sergiledi. Dwyane Wade’in de yaşlanması ve takımdan ayrılması ile geçen 5 sezonda yalnızca 2 kez playoff yapabildiler. Yine de geçtiğimiz 10 yılı koç Erik Spoelstra yönetiminde %60.4 galibiyet oranı ile tamamlamayı başardılar ve bu 10 yılda tam 15 playoff serisinden galip ayrıldılar.
4 – Houston Rockets
Geçtiğimiz 10 yılda başarıya ulaşmak için bir çok farklı formül ve oyuncu deneyen Rockets hedefine en çok 2017-2018 sezonunda yaklaştı. Normal sezonu NBA lideri olarak tamamladıktan sonra playofflarda Golden State Warriors’a karşı 3-2 öne geçtikleri Batı Finalinde dramatik bir şekilde kaybettiler. Rockets’ın kaderi şüphesiz James Harden’ın takıma katılmasından sonra değişti. Yıldız oyuncunun takıma katılmasından sonra her sezon Harden ve Rockets birbirine paralel şekilde yükselmeye devam etti. 2016’da takımın başına getirilen koç D’Antoni’nin de hakkını vermek gerek. Rockets geçtiğimiz 10 yılı %61 galibiyet oranı ile tamamladı. Ancak normal sezon performansı playofflara yansımadı ve yalnızca 6 seriden galip ayrılabildiler.
3 – Golden State Warriors
Muhtemelen listenin ilk sırasında olmasını beklediğiniz takım. 2010’ların en iyi takımı olduğu aşikar hatta 2016-2017 sezonundaki kadronun tarihin en iyi takımı olduğu bile tartışma konusu oldu. Ancak 2010’ların başı Warriors için pek de parlak geçmedi ve listeyi normal sezon galibiyet yüzdelerine göre hazırladığımız için listede 3. sıraya kadar gerilediler. Ancak Curry – Klay – Draymond üçlüsünün tecrübe kazanması ve Kevin Durant eklemesi ile birlikte 2010’ların 2. bölümüne damga vurdular. 2014-2015 sezonunda elde ettikleri 73-9’luk galibiyet derecesi ile 1995-1996 Chicago’nun 72-10’luk derecesini geçerek NBA rekoru kırdılar. 5 sezon üst üste finallere kalıp 3 şampiyonluk elde ettiler. 10 yıla bir çok rekor ve hikaye sığdıran Warriors, bu ‘decade’i %62.6 normal sezon galibiyet oranı ile tamamladı ve tam 19 playoff serisinden galip ayrıldı.
2 – Oklahoma City Thunder
Son 10 yılda yolu Thunder’dan geçen yıldızlara bir bakalım. Kevin Durant, Russell Westbrook, James Harden, Paul George, Serge Ibaka, Victor Oladipo, Carmelo Anthony, Chris Paul… Ancak bu yıldızlardan oluşan ikili, üçlü hatta dörtlülerden bir şampiyonluk çıkmadı. Şampiyonluğa en çok 2011-2012 sezonunda KD-Russ-Harden-Ibaka 4’lüsü ile yaklaşan Thunder finalde Heat’e 4-1 yenilmekten kurtulamamıştı. Yine de bu 10 yılda bir sezon hariç her sezonda playoff yaptılar. Playoff’a katılamadıkları ve 9. oldukları 2014-2015 sezonunda da 45-37’lik galibiyet dereceleri 8. sıradaki New Orleans ile aynıydı. 10 yılda oynadıkları normal sezon maçlarının %63.9’undan galip ayrıldılar. Playoff’larda ise 10 seride turu geçen taraf oldular.
1 – San Antonio Spurs
Başarıyı süreklilik haline getirmenin NBA’deki en iyi temsilcisi. 20 yıllık playofflara kalma serisi ile NBA dinamiklerini ters düz eden takım, San Antonio Spurs… Son 10 yılda 10 playoff, 3 kez Konferans liderliği, 2 final, bir şampiyonluk… 2010’ların ortasında Tim Duncan – Tony Parker- Manu Ginobili üçlüsünün kariyerlerinin sonuna gelmesiyle kabuk değiştiren Spurs, bir çok takımın aksine dibe vurmadan rekabetçi kalmayı başardı. Sonrasında takımın süper yıldızı Kawhi Leonard’ın sakatlığı ve takas istemesi de Spurs’u rekabetçi yapısından vazgeçirmeye yetmedi. Popovich yönetiminde 10 yılda 13 playoff serisinden galip ayrıldılar, %68.7 galibiyet oranı ile mücadele ettiler ve diğer takımlara ‘muhteşem organizasyon’ olmanın nasıl bir şey olduğunu gösterdiler.
