Son Periyot

Paul ‘’The Truth’’ Pierce’a Veda

Boston Celtics

Paul ‘’The Truth’’ Pierce’a Veda

Bir Celtics efsanedir Paul Pierce. Geçen sezon sonunda basketboldan emekli olan efsanenin 34 numaralı forması da bu gece oynanacak Boston Celtics – Cleveland Cavaliers maçında emekli edilecek. Gelin hep beraber bu efsanenin hayatına ve basketbol kariyerine göz atalım.

Pierce, 13 Ekim 1977’de Oakland, California’da dünyaya geldi. Ailesi daha sonra Inglewood’a yani Los Angeles yakınlarına taşındı. Erken yaşlarda kazandığı basketbol sevgisinin kaynağı da Los Angeles Lakers oldu. Evet, yanlış okumadınız. Bir Celtics efsanesi olan Pierce, çocukluğunda bir Lakers taraftarıydı. 80’lerin o muhteşem Lakers’ı ile basketbolu sevdi ve ilerde bir Laker olmanın hayalini kuruyordu. İlk defa basketbolla nasıl tanıştığını ise şöyle anlatıyor: “ Bu benim için başlangıç oldu. Sadece Lakers ve Celtics finallerde karşılaşıyordu. Küçüktüm, 6 ya da 7 yaşlarında. Amcamın evindeydik ve televizyon çok küçüktü. Sadece yere oturup, o televizyonda beliren şeyleri görmek istiyordum.”

Pierce’ın çocukluk yıllarında sokak çeteleri her yerdeydi. Basketbol onu bu çevrelerden uzak tutuyordu. Günlerini basketbol sahasında çalışarak ve Scott Collins’ten tavsiyeler alarak geçiriyordu. Collins bir dedektifti ve toplumda da etkili biriydi.  Police Activity League adında bir organizasyonda, durumu olmayan çocuklara koçluk yapıp, onlara organize bir biçimde spor yapmayı öğretiyordu. Pierce, hayatında önemli bir etkisi olan Collins için şunları söylüyordu: “ Koç Collins sadece benim için değil, beraber büyüdüğümüz diğer çocuklar için de bir baba figürüydü.” P.A.L’de sadece basketbol değil, başka sporlar da yapılıyordu. Bu ligde Pierce, atletizm, voleybol ve bowling gibi sporlarla uğraştı. Collins onu: “ O çok iyi bir bowling oyuncusu, o her şeyde çok iyi.” diyerek övüyordu.

Genç Pierce çabucak keşfedildi. Lise kariyerine Inglewood’da başladı. Aslında liseye ilk girdiğinde ortalama bir oyuncu olması bekleniyordu. Ancak o kendisini kısa sürede geliştirdi ve takımının yıldızı oldu. 1995’te Kevin Garnett, Vince Carter, Stephen Marbury, Antawn Jamison gibi gelecekte yıldız olacak oyuncularla birikte McDonalds All-American Games’e seçildi. Bu oyunlarda smaç yarışmasına katıldı ve bu yarışmada Vince Carter’a geçildi.

1995 senesinde artık onun için kolej kariyeri başladı. Pierce, Kansas Üniversitesine giriş yaptı. İlk zamanlarında kolej koçu Roy Williams ile aralarında geçen bir diyaloğu şöyle anlatıyor: “ Bana hiçbir şeyin sözünü vermedi. O ‘ Herkes gibi sürekli çalışacaksın, ben de senin yanında olacağım ‘ dedi. Bu da benim için yeterliydi.” Pierce, 95-98 yılları arasında gayet başarılı bir kolej dönemi geçirdi. Birçok ödül kazandı. 3 yıl sonunda 16.4 sayı, 6.3 ribaund ortalamaları yakaladı. Artık bir süper yıldız olma yolundaydı ve NBA seçmelerine katılmaya hazırdı.

Draft Gecesi

1998 yılının draft gecesiydi. Pierce, Vince Carter ile birlikte ilk beş sıradan seçilmesi beklenen oyunculardandı. Hatta 1. sıradan seçecek olan Los Angeles Clippers’ın Pierce’ı tercih etmesi durumunda, çocukluğunun geçtiği bölgede ve Staples Center’da oynama fırsatı yakalayacaktı. Clippers, 1. sıradan Michael Olowokandi’yi seçerek, NBA tarihinin en kötü draft seçimlerinden birini gerçekleştirdi. Vince Carter’ın bile 5. sıradan seçildiği gecede herkes Pierce’ın ne zaman seçileceğini bekliyordu. Boston Celtics bütün merakları giderdi ve 10. sıradan Paul Pierce’ı seçti. Pierce için bu seçim beklenmedik ve sinir bozucu olabilirdi. Çünkü o Los Angeles’ın kenar mahallelerinde büyümüş, basketbol sevgisini dönemin Lakers – Celtics finallerini izleyerek kazanmış biriydi. Lakers taraftarıydı ve Celtics’i sevmiyordu. Celtics’in hedefi de bir kısa forvet değildi aslında. Onuncu sıraya kadar Celtics’in istediği bütün oyuncular seçilmişti. Onlar da sonra Pierce’da gördükleri geleceğe yatırım yapmaya karar verdiler.

Paul ‘’The Truth’’ Pierce’a Veda

Boston’ın Yeni Çocuğu

Pierce artık Larry Bird ve Bill Russel’dan sonra Garden’ın yeni mirasçısıydı. NBA’deki ilk sezonu çok başarılı geçti. 16.5 sayı ortalamasıyla bitirdiği ilk sezon sonrası, en iyi çaylak beşine seçildi. İkinci sezonunda da iyi bir performans sergileyen Pierce, sayı ortalamasını 19.5’e çekerek beklentileri fazlasıyla arttırdı. Artık hedef daha da büyüktü ama…

Paul ‘’The Truth’’ Pierce’a Veda

Dönüm Noktası…

Pierce, rookie ve sophomore yıllarını geride bırakmış ve 3. sezonuna hazırlanıyordu. 2000 yılının Eylül ayıydı. Sezona 1 ay kalmıştı. Pierce ve iki tane takım arkadaşı, Boston’daki Buzz Club’a eğlenmeye gitmişti. Mekana girdikten sonra birilerini gören Pierce, onların yanına doğru yöneldi. Sohbet etmeye başlar başlamaz kendini bir kavganın içinde buldu. Gece kulübüne beraber geldiği takım arkadaşı Tony Battie hemen olay yerine doğru yöneldi ve gördüklerine inanamadı. Pierce, yüzünden, sırtından ve boynundan olmak üzere tam 11 yerinden bıçaklanmış bir şekilde yerde yatmaktaydı. Vakit kaybetmeden birkaç dakika uzaklıktaki New England Medical Center’a götürüldü ve acilen müdahale yapılmaya başlandı. Büyük şansı ise giydiği deri ceket oldu. Doktorlar, bıçak darbelerinin kalp ve benzeri önemli organlara ulaşmamasının sebebi olarak deri ceketi gösterdiler. Pierce ucuz kurtulmuştu.

Bu olay Pierce’a sorulduğunda: “ O gece hayatımı sonsuza kadar değiştirdi” diyor. Olayların nasıl geliştiği sorusuna ise: “ Oradaki hanımlara ‘merhaba’ demek için durdum ve sonra sanırım biriyle karıştırıldım ve olaylar koptu. Daha sonrasını hatırlamıyordum.” diye cevap verdi. Pierce, 3 sene sonra o hastaneye 2.5 milyon dolar bağış yapacaktı.

“ The Truth” Oluşu…

 Bu hadiseden sonra sezon başlangıcına yetişmesi imkansız görülen Pierce, birkaç hafta sonra doktorların tavsiyesi olmamasına rağmen çalışmalara başladı. Sezon da onun için mükemmel geçiyordu. Sayı ortalaması da 25’lere kadar çıkmıştı. 13 Mart 2001 tarihinde Boston Celtics evinde Los Angeles Lakers’ı konuk ediyordu. Karşılaşma 112-107 Lakers üstünlüğüyle sona erdi. Celtics yenilse bile Pierce, 13-19 saha içi isabeti ve 42 sayı ile maça damga vurdu. Maç sonunda bütün gazeteciler dönemin en dominant oyuncusu Shaquille O’neal ile röportaj yapmak isterken, Pierce’ın hayatında bir dönüm noktası daha gerçekleşmek üzereydi. Shaq, bütün gazetecilere döndü ve dedi ki: “ Beni iyi dinleyin. Paul Pierce gerçektir. İyi oynadığını biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum.” Paul Pierce’ın lakabı artık “ The Truth” (Gerçek) olmuştur.

Pierce, sezona büyük bir felaketle başlamasına rağmen, 82 maçında tamamında yer aldı. O sezon 25.3 sayı, 6.4 ribaund ortalamaları yakalayan Pierce, artık bir süper yıldız olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.

Lig Sonunculuğundan Şampiyonluğa…

21. asrın ilk seneleri Pierce için iyi geçse de Celtics için pek de parlak geçmedi. 2001-2002 sezonunda konferans finaline kalsalar da takip eden sezonlarda bu başarı sürekli düştü. 2002-2003 sezonunda konferans yarı finali, 03-04 ve 04-05 sezonlarında 1. turda elenen Celtics, yıldan yıla geriliyordu. Bir sonraki sezon playoffa kalamayan Celtics’i, 2006-2007 sezonunda ise bir felaket bekliyordu. Sadece 24 galibiyet alabilen Celtics, ligin dibine demir atmış oldu. Bu durumun böyle gitmeyeceği belliydi…

Pierce özelinde ise bu sezonlar gayet başarılı geçiyordu. Bu dönemlerde sürekli All-Star olan Pierce, Celtics’te parıldayan tek oyuncu oldu.

Tarihi başarılarla dolu Celtics’in ligin dibine demir atması kabullenilemez bir olaydı. Çünkü Celtics, ligin en çok şampiyon olan(16) takımıydı. Gereken hamleler sırasıyla yapıldı. Önce NBA tarihinin en iyi şutörlerinden Ray Allen, sonra da tam 5 oyuncu ve 2 tane 1. tur draft hakkı karşılığında Timberwolves’un yıldızı Kevin Garnett takasla kadroya katıldı. Ve “The Big Three” (Pierce, Garnett, Allen) tamamlanmıştı. Kadroya katılan bu yıldızlardan sonra Pierce şunları söyledi: “ Celtics tarihinin en iyi takımlarından biri olarak hatırlanmak istiyoruz. Kendi mirasımızı yaratmak için sıramız geldi. Bu bizim motivasyonumuz ve bu sayede rakiplerimize meydan okuyacağız.”

Kimilerine göre süper takım modasının başlangıcı olan bu kadrodan, Pierce’ın da dediği gibi kesinlikle şampiyonluk bekleniyordu. Sezonu 66 galibiyetle bitiren Celtics, ligin zirvesine yerleşti. Garnett ve Allen’dan sonra biraz daha rahatlayan ve sorumlulukları azalan Pierce ise daha verimli bir oyun ortaya koymaya başladı.

Playoff dönemi başlamıştı. 1.turda rakip, daha sonra Celtics’te forması giyecek olan Al Horford’lu Atlanta Hawks’tı. Otoriteler, doğu sekizincisi olan Hawks’ın, şampiyonluk adayı Celtics’i zorlayamayacağı ve serinin çabucak biteceği görüşündeydiler. Ancak hiç de öyle olmadı. Gayet çekişmeli geçen seri 7. maça kadar gitmişti. Celtics için bu turda elenmek büyük hayal kırıklığı olacaktı. Pierce tam da zamanında devreye girdi ve son maçta 22 sayıyla yıldızlaştı ve takımını bir üst tura çıkarmayı başardı.

Bir sonraki turda LeBron’lu Cavaliers ile eşleştiler. Yine 7. maça taşınan seriye yine Paul Pierce damga vurmuştu. Celtics’in çok zorlandığı seride, son maçta tam 41 sayı atarak takımını konferans finallerine taşıyan Pierce, Celtics tarihine geçmek için büyük bir adım daha atmış oldu.

Kadrosunda Chauncey Billups, Rasheed Wallece gibi yıldızlar bulunduran Detroit Pistons, konferans finallerinde Celtics’in rakibi oldu. Celtics bu kez seriyi 6 maçta bitirmeyi başardı. Son maçta attığı 27 sayıyla seriyi getiren isim yine Pierce oldu.

Ve sıra geldi finallere. NBA finallerinde Pierce ve takımının tanıdık bir rakibi vardı. Daha önce defalarca kez NBA finallerinde karşı karşıya gelen Lakers ve Celtics, tekrar oynayacaklardı. Pierce ve Celtics için sezon başında belirlenen hedef tabii ki şampiyonluktu. Ama Lakers’tan alınacak bir şampiyonluk daha da fazla anlam ifade ederdi. Celtics ilk iki maçı kazanmayı başardı. Pierce bu maçlarda sırasıyla 22 ve 28 sayı atarak takımını taşıyordu. Üçüncü maçta Pierce ve takım arkadaşları beklentilerin çok gerisinde bir performans sergilediler. Lakers seride farkı bire indirmişti. Serinin Staples Center’daki ikinci maçında ise yine Paul Pierce rüzgarı esti. 20 sayıyla maçın en skorer oyuncusu olan Pierce, seride durumu 3-1 yapan maçın yıldızı olmayı başardı.

Eskiden finaller 2-3-2 formatında oynanırdı. Staples Center,  seride 3. ve son kez ev sahipliği yapacaktı. Eğer Celtics kazanırsa şampiyon olacak hem de ezeli rakibinin evinde bunu kutlayacaktı. Lakers buna izin vermedi. Pierce tam 38 sayı atsa da yeterli olmadı. Kobe ve arkadaşları seriyi Garden’a taşıdılar. Belki de böylesi daha iyi oldu. Celtics, serinin 6. maçında Lakers’a tam 39 sayı fark atarak NBA şampiyonu oldu. Finallerin MVP’si ise “ The Truth” oldu.

Pierce artık Celtics tarihine geçmişti. Sezon başında taraftara verdiği sözü tuttu ve Celtics’e tarihindeki 17. şampiyonluğunu armağan etti. Şüphesiz bu kadro Celtics tarihinin en iyi kadrolarından biri olarak anılacak.

Son Dönem

2007-2008 sezonunda kazanılan şampiyonluktan sonra kadro birkaç sezon daha bozulmadan devam etti. 2010’da tekrar NBA finallerine çıktılar ve rakip yine Lakers’tı. Ancak bu kez işler istedikleri gibi gitmedi ve 7. maçın sonunda şampiyon Lakers oldu. 2013-2014 sezonuna girilecekti ve Pierce 36 yaşına gelmişti. Celtics Genel Menajeri Danny Aigne bir karar aldı ve Celtics yeniden yapılanmaya gitti. Takımdan ayrılan oyunculardan biri de Pierce oldu. Garnett ile birlikte, yeni kurulan ve taraftarı salona çekmek isteyen Brooklyn Nets’e takaslandı. Pierce’ın Celtics kariyeri sona ermişti.

Paul ‘’The Truth’’ Pierce’a Veda

Nets’te sadece bir sezon oynayan Pierce, takımıyla playoffa kalmayı başardı. Bir sezon da Wizards’ta oynayan efsane, son iki sezonunda ise büyüdüğü şehrin takımı Clippers için oynadı. Clippers formasıyla, TD Garden’a çıktığı son maçta efsane bir gece yaşamıştık. Bütün salon Pierce’ı ayakta alkışladı.

Bill Russell’ından Tom Heinsohn’una, John Havlicek’inden Larry Bird’üne birçok Celtics efsanesi geldi geçti. Kuşkusuz Paul Pierce da onların arasında. “ The Truth” hiçbir zaman unutulmayacak.

Pierce’ın NBA Başarıları

 

Exit mobile version