Son Periyot

NBA Takımlarının Bugüne Dek Performansları

NBA’nin başlamasının yaklaşık 1 ay sonrasında takımlar, bize önümüzdeki aylarda ne görebileceklerimize dair izlenimler verdi. Takımların bugüne kadar olan performanslarına kısaca değindik.

16 Ekim Salı gecesi Philadelphia Sixers-Boston Celtics, Oklahoma City Thunder-Golden State Warriors maçları ile başlayan NBA neredeyse 1 ayı geride bıraktı.

Hızlanan oyun temposu başta olmak üzere yüksek sayılı maçları ve ofansa nazaran gölgede kalan defansları basketbolseverlere sunan takımlar, sezonun gelecek aylarında neler beklememiz gerektiği ve neler görebileceğimize dair nüveler verdi.

“All for One (Hepsi bir için)” sloganı ile akıllarda tek bir hedef için mücadele eden takımların bugüne değin olan performanslarına kısaca değinmek sürecin gidişatına farkındalık yaratma adına belirleyici olacaktır.

DOĞU

1-) Toronto ( 11 G, 1 M)

Kusursuz denge. Sezona başlarken Boston ve Philadelphia ile kıyasıya bir Doğu liderliği yarışına gireceği iddia edilen takım, bu iddiaların gerçeğe dönüştüğü noktada ligin en fazla galibiyete sahip takımı konumunda.

İlk beşi ve yedekleri ile oyun kurgusunu kusursuza yakın bir şekilde gerçekleştiren takım, Kawhi’nin ise yeniden doğuşuna tanık oluyor. Kawhi’nin daha hiçbir deplasman maçında oynamadığını belirtmekte yarar var. Daha çok can yakacaklar.

2-) Milwaukee Bucks ( 9 G, 2 M)

Sezona “Jabari Parker ile yitirdiği güç kaybını Ersan ve Brook Lopez ile giderdi. Giannis’in ellerine bakmadan edemiyorlar. Tavanı pek belli” şeklindeki yorumlarla başlayan Bucks, bu yaz dönümünün onlara çok yaradığının ispatini gün be gün gösteriyor.

Giannis’i ortaya çekerek, geriye kalan tüm adamları kenara yollayarak “Yunan Ucube”ye çok isteyeceği türde açık alanlar yaratan Bucks, bu sezon aynı zamanda daha önce hiç denemediği kadar üçlük deniyor. Yüzdenin hiç de önemli olmadığı bu denklemde, Ersan, Middleton, Brogdon, Bledsoe, Lopez, DiVincenzo çalıyor, Giannis oynanıyor. Bucks dün geceki 134 sayılık galibiyet hesaba katıldığında bu sezon Golden State’in anti-tezini oynuyor.

3-) Boston Celtics ( 7 G, 4 M)

Irving, Tatum, Hayward üçlüsünün sezona beklenen ivme ile girmemesinin yarattığı endişelerin ardında, Doğu’nun en büyük favorisi gün geçtikçe toparlanıyor.

Irving’in ritmini bulması, Hayward’ın oyuna dönmesi, Tatum, Brown, Horford’un yetkinliği ile Doğu’daki dengeleri halihazırda değiştirecek, olası senaryoda Batı’nın şampiyonluk hegemanyasına bozma amacında olacaklar. Şüphesiz Boston’ın bu seneki oyunu, geleceğin basketbolunda neler beklememiz gerektiğini bizlere söyleyecek.

 4-) Philadelphia Sixers ( 7 G, 5 M )

Yeşeren umutlar ve kırıklığa dönüşen hayaller. Hayatın tatlılığı ve acımasızlığı çizgisinde, Philadelphia gelecek güzel günlerin sinyalini vermiyor.

Ligin yetenek havuzu en geniş, oyun yapısı en dar takımlarından biri olan Philly’de, Saric’in formsuzluğu, Fultz’un umutsuzluğu hayalkırıklığı yaratıyor. Simmons’ın suçsuzluğu can sıkarken, Embiid’in inisiyatifinde şekillenen hücumlar geleceğe dair soru işaretlerini çoğaltmaktan başka bir şey yapmıyor. Furkan oynamıyor, çiçekler açmıyor. Bahar kuvvetle muhtemel bu sene de Philadelphia’ya gelmiyor.

5-) Indiana Pacers ( 7 G, 5 M )

Geçen sezonun bir tekrarı şüphesiz George, Hill, Hibbert’li takımın gölgesini hala kovalayan Pacers’ı mutlu kılacaktır. 2017-2018 sezonunun en çok gelişim gösteren oyuncusu Oladipo önderliğinde, bu takım Lebron’suzluğu kollayan bir diğer takım olma hüviyetini kaybetmek istemiyor. Tavan yüzde 45, taban yüzde 55. Fiziksel ve mental sağlığı yerinde bir Turner Pacers’ı yükseltir.

6-) Charlotte Hornets ( 6 G, 5 M )

Son demlerindeki Parker’ı almalarına rağmen, hala Kemba maçlarda en önde giden komutan rolünü oynuyor. Tavanı sınırlı olup, geleceğe ilişkin olumlu senaryolara meal vermeyen Charlotte, Kemba’nın istatistik kağıdını şişiriyor. Bridges ise geleceğin olağan şüphelisi. Jordan’ın biraz daha vizyoner olup olmayacağı takımın sezonunu ve gelecek sezonlarını çizecek.

7- ) Miami Heat ( 5 G, 5 M )

Gösterişli olmayan kadrosu ve bu kadroya denk düşecek şekilde gösterişli olmayan oyun tarzı ile Spoelstra takımı hüviyetindeki Miami, emektar Wade ve diğer gelecek vaat eden gençlerinin yardımıyla her halükarda bu yakanın Play-Off’unda yer alacak. Whiteside’ın 20 küsür sayı ve 10 küsür sayının yanında 9 blok ile geri dönüşüne dair sinyaller verdiği son maç sonrasında, “Neden olmasın?” bulutları Florida semalarında geziyor.

8 -) Detroit Pistons ( 5 G, 5 M )

Griffin ve Drummond, takım kötü iken takımı yukarı çeken iki unsur olur mu? Griffin ve Drummond olur da takım iyi olursa takımı aşağı çeken iki unsur olur mu?

Detroit bu ikiliyi bir araya getirdiği günden bu yana bu handikapı karşısına aldı. Geleceğe bakışları oranında kendi geleceklerini meydana getirecekler. Stanley Johnson ve Reggie Jackson ise hala radarlarımızda.

9-) Brooklyn Nets (5 G, 6 M )

“O kadar da kötü değiller”. Ligin kendi yağında kavrulmaya çalışan takımlarından biri görünümünde olan Nets, mütevazı kadrosu ile kendi geleceğini meydana getirmeye çalışıyor, çalışacak.

Emin olun Russell, Dinwiddie, Jarret Allen, Levert’e bizden daha fazla güveniyorlar.

10-) Orlando Magic ( 4 G, 7 M )

2018 basketbolunda kadronuzda Aaron Gordon, Mo Bamba, Vucevic, Isaac’i barındırdığınız ölçüde hareket kapasiteniz olur ve maalesef ki hareket kapasitesiniz ölçüsünde iyisinizdir.

Magic, 2009’u hala arar mı bilinmez; ama D.J. Augustin ve Fournier ile Doğu’da Play-Off kapısına yaklaşamayacaklar.

11-) New York Knicks ( 4 G, 8 M )

“Men Dakka Dukka”. “Eden bulur”. Ne ettilerse onu buluyorlar. Yuhalamalar, gerçekleşmeyecek beklentiler, hayaller ve gerçekler. Hayaller aleminde yaşayan New York, her geçen maç gerçeğe daha fazla yaklaşıyor. Rüyadan uyandıklarında karşılarında duracak bir “Unicorn” bile onları kurtaramayacak.

12-) Atlanta Hawks ( 3 G, 8 M )

2019 NBA Draftlarında kulislerde konuşulan Williamson iddialarının gerçeğe dönüşmesi ihtimali dahi Atlanta’nın günümüzdeki vaziyetinde daha umut verici olacaktır.

Trae Young, TayShaun Prince ve her maç 10 sayı, 1 smaç istatistikleri ile oynayan Vinsanity. Yakışanı çekinmeksizin, hadlerini bilerek, ruh koyarak oynamaları olacaktır.

13-) Chicago Bulls ( 3 G, 9 M )

Sizin kadar biz de Lavine’i izlemeyi seviyor ve All-Star Smaç Yarışması’ndan daha büyük biri olmasını diliyoruz(Gordon misali). Ancak Lavine’in 30-40 sayıları yanıltıcı olmasın ki, Bulls bu sezon da ümit vermiyor. Wendell Carter Jr. ve Markkanen’i izlemek ise zevk veriyor.

14-) Washington Wizards ( 2 G, 8 M )

Çok problem. Daha çok problem. Teoriyi bilemeden pratiği uygulayamazsınız. Kullanışlı bir ahmak olmamak için şüphesiz teoriyi bilmek zorundasınız. Ancak teorinin pratiği her zaman yansıtmadığı noktanın, günümüz basketbolunun en büyük arenasındaki sembolünün Washington olduğu gerçeği ile de yüzleşmek zorundasınız.

Wall, Beal, Porter, Oubre Jr., Howard isimlerinin birlikteliğinde ne kadar kötü bir oyun meydana getirebilecekseniz, onun yapılmışı var, Washington şu an onu oynuyor.

Bir takım şeyleri feda etmeden bir takım şeyler kazanamayacak, karanlığı çekmeden aydınlığa ulaşamazsınız.

15-) Cleveland Cavaliers ( 1 G, 10 M )

Güneşin varlığının dünyadaki canlı ekosistemindeki önemine ilişkin somut bir delil görmek istiyorsanız, bu takıma bakmanız yeterli.

Bu şehir LeBron’suz çok soğuk. Bu takım LeBron’suz çok renksiz. Kasabın et, koyunun can derdinde olduğu denklemde ortaya çıkmak gerektiğinde ise Cedi’nin dünyanın en iyi liginde bir rüşt meydana getirmesi ve  rüştünü ispatlaması gerekecekse tam zamanı. Dünya Cedi için de bir gün ve o gün bugün.

BATI

1-) Golden State Warriors ( 10 G, 2 M )

Geçen yılların, elde edilen şampiyonlukların, erişilemeyecek mertebelerin ardından bu takım hala Ütopya’yı oynuyor. Çizilen tüm setlerin sahaya yansıdığı, tüm şutların girdiği, tüm adamların eğlendiği ve tüm maçların kazanıldığı bir dünya düzeninde, Golden State Warriors tahtın sahibi konumunda.

Onlara yöneltilen haklı/haksız eleştirilerin gölgesinde Curry, Thompson, Durant ve nicelerinin bu kadar formda olması bize zevkten başka bir şey vermiyor.

2-) Denver Nuggets (9 G, 2 M )

Bu takım sezona başlayacak hücum yapacaktı. Bu takım 9 galibiyet, 2 mağlubiyetle ligdeki 12.maçına hazırladığı esnada hala da hücum yapıyor. Ancak hesaba katılmayan şu ki; bu takım bu sene savunma da yapıyor.

Jokic’in defans zaaflarını kusursuz bir şekilde yapan Nuggets, böylece oyunun iki alanında da oyunu 5’ 5’ çekti. Jokic’in hücumda +1 oynadığı düşünüldüğünde, çanlar, geçtiğimiz yıl Play-Off’un kıyısından dönen Denver için çalıyor.

3-) Portland Trail Blazers ( 9 G, 3 M )

Çok değerli iki kısanın yöneticiliğinde uzun süredir sürüklenen ve dalgaların kıyıya vurduğu noktada, falezlerin acımasız çarpmalarından korunamayan Portland, bu sene bir şeyleri daha farklı yapıyor gibi.

Herkesin rolünü bildiği, takımın haddi ölçüsünde oynadığı ve neticesinde Griffin benzeri bir beyaz atlet, Zach Collins, bench lideri Evan Turner eşliğinde “Rip City” yoluna dolu dizgin devam ediyor. Evet, Portland böyle olmaya devam ettiği müddetçe dalgalar bu kez kayaları aşındıracak, karaya vurabilecek.

4-) Oklahoma City Thunder ( 7 G, 4 M )

İyi değiller. Kötü de değiller. Sadece biraz fazla sınırlılar. Yapacağı sefer, duracağı durak ve gideceği yer belli bir otobüs misali, kaza yapmamaları ya da yolda başka bazı sorunlarla karşılaşmayacakları ihtimalde, istenileni yapacaklar. Beklentileri farkına vararak. Haddi bilerek.

Dipnot olarak; bu yıl Jerami Grant ve Hamidou Diallo isimlerine dikkat etmekte yarar var.

5-) San Antonio Spurs ( 6 G, 4 M )

“Uzun yıllar sonra Play-Off yapamayabilirler” iddiası eşliğinde sezona giren Spurs, sezona girerken geçerli olan soru işaretlerini DeRozan haricinde taşıyorlar.

İyi senaryoların gerçeğe dönüşüp, DeRozan-Aldridge uyumunun sağlandığı, Mills’in kötü olmadığı, yan parçaların bir aksaklık meydana getirmediği ortamda, tavan ile taban arasına sıkışmış bir Spurs’u dengenin olumlu tarafına yöneltebilecek yegane isim zaten dümende. Greg’li bir dünyada her şey mümkün.

6-) Memphis Grizzlies ( 6 G, 4 M )

Sıralamalarının yanıltıcı olmamasını hatırlatmakla beraber Memphis bu yıl yapabileceklerinin tümünü şu güne dek gösterdi bile. Daha azının ya da fazlasının beklenmemesi gereken bu takıma yapılacak olası bir Furkan takviyesi, en azından ilgilerimizin biraz daha Batı’ya yönelmesine neden olacak.

Genç yeteneğimiz için biçilmiş kaftan niteliğindeki takımlardan biri olan Memphis, çıkma ya da inme endişesizliğinin altında oynamak için oynuyor. Gasol’ün yönlendirmeleri, Conley’in turnikeleri ile basketbolseverleri naif gülümsemelerle parkeye çekiyor.

7-) Los Angeles Clippers ( 6 G, 5 M )

Los Angeles’ın mercek altında olmayan takımı Clippers, kadrosunda yaratacağı maaş boşluğu ile gelecek yıla odaklı planını bu yıldan uygulamaya kararlı görünüyor. Yani olmayan bir amaç çerçevesinde pek bir şey yapmıyor. Şehrin parlamayan yıldızının parlayan arkadaşa yaklaşması için en az bir yıl daha beklememiz gerekiyor.

8 -) Sacramento Kings ( 6 G, 5 M )

Sezon öncesinde kendilerine yöneltilen onca “kötü” eleştiriler çerçevesinde Sacramento, beklenenden çok daha “iyi” oynuyor. Kelimelerin kavramların siz anlamlandırdığınız ölçüde kelimeler ve kavramlar olduğu, dünyanın en göreceli kelimelerinin “iyi” ve “kötü” olduğu, bir yandan umut beslenip, bir yandan karamsarlığa düşüldüğü ortamda ligin “Avrupalı” takımı keyif veriyor.

Mercek altına alınıp izlenmesi gerekenlerin çokluğun da anlaşılacağı üzere geçen onca boş yılın ardından gelecek yıllara dair fidanlar yavaş yavaş yeşeriyor.

Onlar; Marvin Bagley III, Nemanja Bjelica, Bogdan Bogdanovic, De’Arron Fox, Harry Giles III, Buddy Hield

9-) Utah Jazz ( 5 G, 6 M )

Geçtiğimiz yıl çaylak Mitchell önderliğinde, Rubio, Gobert, Ingles, Exum eşliğinde büyüyebileceği izlenimi veren Jazz, yılın henüz ilk ayında bu beklentileri yeteri kadar parkeye yansıtamasa da, umutsuzluğa düşmek için tahmin edebileceğiniz gibi çok erken.

Bu saydığımız adamların mevcut performanslarını, birbirlerine koşulsuz uyumlarıyla birleştirmeleri gelecek güzel günler için çok fazla beklenmemesi sinyalini verecektir.

10-) New Orleans Pelicans ( 5 G, 6 M )

Hikayenin “Fırtına gibi başladıkları sezonda, performanslarında düşüş…” şeklinde devam etmemesi için başta önder Davis olmak üzere, etkileyici sezon performansının meydana gelmesinde diğer pay sahiplerinin daha çok uğraşması gerekecek.

Sezon başında gördüğümüzün bir fragman olmaması, filmin tamamını vizyonda seyredebilmemiz bizi mutlu eden olacaktır. Lakin bu adam smaç yapmaya devam ettiği müddetçe bizim için sorun yok.

11-) Los Angeles Lakers (5 G, 6 M )

Belirsizlik diyelim ve salt bilinmezi bekleyelim. Zaman diyelim ve yalnızca süreci gözleyelim. LeBron diyelim ve şartsız ona güvenelim.

 12-) Houston Rockets ( 4 G, 6 M )

Şu güne değin hayalkırıklığı olarak nitelendirilebileceklerin başında gelen Rockets’ın toparlanması için geçen sezonun izolasyon liderlerine daha çok görev düşecek.

NASA’nın başına bir şey gelme ihtimalinden sonra bitmiş bir Carmelo, formsuz bir Paul ve ritimsiz bir Harden Teksas’ın bu şehrinin en son isteyeceği şey olur.

13-) Minnesota Timberwolves ( 4 G, 8 M )

Dört isim vereceğiz ve karşılarına tek bir cümle yazacağız. Bu takımın yorumu sizde.

Karl-Anthony Towns: Ne yapmaya çalışıyorsun?

Andrew Wiggins: Senin yapacağın bir patlama vardı.

Jimmy Butler: Ayinesi iş olmalı kişinin, lafına bakılmaz.

Derrick Rose: “Ağlamak istiyorum sayın seyirciler”.

14-) Dallas Mavericks ( 3 G, 8 M )

Beklentilerin bir başka zirvelerde olduğu takım olan Teksas’ın diğer gediklisinde, işler beklendiği gibi gitmiyor. Dennis Smith Jr. ve Doncic’ten kusursuz bir uyum bekleyen, DeAndre Jordan, J.J. Barea, Nowitzki gibi veteranlara hala güvenen profilde bir görüntü çizen Mavericks’in başka Mark Cuban olmak üzere, Rick Carlisle ve bizleri üzmemesi için yapması gerekenler hem aşikar hem değil.

Kağıdın parkeye yansıtılması noktasında aktörlerin taşın altında daha fazla elini sokmasının gerekeceği noktada Avrupa’nın prensinin fidan, ağaç, hatta orman olması için fazla zamanı olmayacak. Değerlendirmeli şu hayatta ayağa gelen fırsatlar.

15-) Phoenix Suns ( 2 G, 9 M )

Ligdeki en az umut vaat eden takımlarından olan Suns, Furkan için adı geçen takımlardan. Devin Booker ve Ayton temeline güvendikleri ölçüde bir tavan meydana getiremeyen Suns’un, toparlanması için bir taze kan fena olmayacaktır. Hem de bu kan Türk kanı olacaksa değil mi?

Exit mobile version