Son Periyot

Elveda 2010’lar

Elveda 2010'lar

2020 yılına girmemize günler kala sadece bir yılı değil, bir devri kapatıyoruz. Bununla birlikte NBA’de adet haline gelen 10 yılın analizini siz değerli takipçilerimiz ile paylaşıyoruz. Bu 10 yıllık süreçte yaşanan önemi olan olaylar, rekorlar, emekli olan oyuncular, yıldız haline gelmiş ve gelecek olan oyuncuları içeren genel bir değerlendirme ile karşınızdayız.

Bir Devir Bin Rekor

Belki de 2010’ların en sürpriz olayı 2011 sezonundaki Mavs ve Dirk. Play-off’larda Durant, Westbrook ve Kobe gibi isimleri elemesi, finallerde ise LeBron ve ekibini yenmesiyle Dallas’a ilk şampiyonluğu getirdi. Aynı yıl Derrick Rose, MVP ödülünü kazanarak tarihte bunu başarmış en genç oyunu konumuna geldi. 2012 sezonunda lokavt, ligi vurdu. Normal sezonda sadece 66 maç oynandı. Şampiyon, LeBron önderliğindeki Heat oldu. Bunun cezası OKC’den Harden’a kesildi ve Houston’a yollandı. 2013 yılına geldiğimizde LeBron’lu Miami, ligi domine edip tam üst üste 27 maç kazanarak 72’Lakers’ın ardından bu konuda ikinci basamağa yükseldi. 2014 sezonunun belki de en öne çıkan ismi MVP olamamasına rağmen Kawhi Leonard olmuştu. The Klaw, hem yılın en iyi savunmacısı (DPOY), hem de finallerin en değerli oyuncusu (FMVP) olmuştu. Bunu tarihte başaran üçüncü oyuncu konumuna geldi (Hakeem Olajuwon,Michael Jordan).

Kral geri döndü. 2015 yılında LeBron evine, Cleveland’a döndü. Takas yoluyla kadrosuna Kevin Love’ı ekleyip, Irving’in gelişimi ile finallere kadar yükseldi ancak çoğu kesim tarafından tarihin en iyi şutörü olarak kabul edilen aynı zamanda 2015 yılının MVP’si olan Curry ve ekibine tosladı. Tabi bu durumun en büyük sebeplerinden biri de Irving ve Love’ın sakatlanmalarıydı. Bunların sonucunda gelişimini tamamlamış üçlü (Curry, Thompson, Green) Warriors’a şampiyonluğu getirdi. 2010’ların en göze çarpan sezonu şüphesiz 2015-2016 sezonudur. Bu yıl Curry liderliğindeki Warriors 73-9’luk normal sezon rekoru ile Bulls’a ait olan 72-10’luk rekoru kırmıştır. Bunun yanı sıra Curry tarihte ilk defa MVP oylamasında tüm oyları alıp MVP olmuştur. Bunu tarihte başarmayı bir oyla kaçıran iki isim ise Shaq ve LeBron’dur. Finallere geldiğimizde Warriors evindeki ilk iki maçı kazanmış, deplasmanda da bir maç kazanarak seriyi 3-1’e getirmişlerdir. Beşinci maçta ortaya iki kahraman çıkmıştır; LeBron ve Kyrie. İkisi 41’er sayı atarak toplamda tam 82 sayı kaydetmişlerdir. Kalan iki maçta da LeBron maçları domine edip Cavs’a ilk şampiyonluğunu yaşatmıştır. Sezon sonunda ise korkulan başa gelmiş Durant, Warriors ile anlaşıp muhteşem dörtlüyü oluşturmuştur.

2017 yılı bir nevi Russel Westbrook yılı demektir. Bir sezonda tam 42 triple-double yaparak tarihe adını yazdırmıştır. Bununla da yetinmeyen süper star bir normal sezonu triple-double ortalamasıyla bitiren ikinci oyuncu olmuştur. Sezon sonunda Warriors, Demarcus Counsins’ı renklerine bağlayıp tarihte ilk defa 5 All-Star’a sahip bir kadro oluşturmuştur. 2018 yılında ligi iki oyuncu domine etmiştir. Normal sezonda James Harden play-off’larda ise LeBron James. Harden Rockets’ı uçurmuş, 40 sayı atmaya doyamamış, 60 sayı ile triple-doble ilk oyuncu olmuştur. LeBron ise play-off’larda yaklaşık 35 sayı ortalamasıyla oynamış 7 kez 40 sayı atmış ve bir seri, iki maç bitiren son saniye basketleriyle takımını finale kadar taşımıştır. Ancak finallerde süper takım Warriors’a yenilmiştir. 2019’un hiç şüphesiz en büyük olayı Spurs-Raptors takasıdır. Kawhi ve Danny Green’e karşılık DeRozan, Poetl ve draft hakları Spurs’a yollanmıştır.

Greek Freak ise ligi domine edip, MVP ödülünü almış ancak play-off’larda bir diğer süper takım 76ers’e kaybetmiştir. Sağlam takım kimyası, Siakam’ın büyük oynaması ve Kawhi’nin liderliğiyle önce süper takım 76ers’i elemiş, sonrasında sakatlıktan dolayı Thompson ve Durant’ı kaybeden Warriors’u yenerek kupayı Amerika’nın dışına götürmüşlerdir. Asıl bombalar sezon sonunda patlamış ligdeki neredeyse tüm starlar takım değiştirip süper takımlar dağılmış ve lige tekrar denge gelmiştir.

Kayan Yıldızlar

Bu 10 yıllık süreçte belki de bizim için en zor olan şey çocukluk kahramanlarımıza veda etmekti. Her ne kadar lakabını Giannis’e vermiş olsa da Shaq, her zaman bizim “Süperman”imizdi. Miami döneminin ardından eski performansı gösteremese de Shaq yüzümüzü güldüren bir isimdi. Bir diğer kahramanımız ise Iverson. Bize boyu değil işlevi cümlesinin gerçek olduğunu öğretmişti. Boksun NBA şubesi, atletizmi ve vurduğu her blokla oyunu canlandıran adam kendisi ile ligdeki savunmayı aldı götürdü. Onları sırasıyla pasların efendileri Nash ve Kidd takip etti.

Şimdi zikredeceğim isim gidişine en çok üzüldüğümüz kişilerin başında gelir, Kobe Bean Bryant a.k.a. The Black Mamba. Yırtıcılığı ve rekabetçi ruhuyla aklımıza kazınan, smaçları fade-away şutlarıyla gözümüzde canlandırdığımız Kobe artık ligin bir parçası olmayacaktı. Kobe’yle beraber Timmy’de gitti. Bankshot’un sahibi, The Big Fundamental, guard gibi oynayan uzun forvet de aramızdan ayrıldı. “Anything is possible” tarihin en iyi trash-talker’ı. Sözcüklerle bize bir oyun nasıl değiştirlir, nasıl rakibin morali sözlerle bozulur bunları öğreten Kevin Garnett’e bize veda etti. AT&T Center avcısız kaldı, Euro-stepin kralı. Ve o tarihi an Timmy-Manu-Parker üçlüsünün Fransız şövalyesi de aramızdan ayrıldı. Gel gelelim gözyaşımızın kâğıda döküldüğü yere, Dirk ve Wade. Yine de kabul edin en güzel vedayı siz yaşadınız. Emeklilikleri ile biz gençlere çocukluğunuz bitti diyen adamlar, elveda.

Emin Ellerde

Siz gittiniz ama yetiştirdiğiniz hala yetiştirmekte olduklarınız yerinizi pek fazla aratmıyor. Biraz da 2010’ların yıldız olmuş ya da olacak oyucularına göz atalım.

Hem gözümüzün hem de gönlümüzün gülü Derrick Rose. Tarihin en genç MVP’si, Westbrook’dan önceki Westbrook. Eğer Russel olmasaydı sana tarihin en atletik oyun kurucusu diyebilirdim. Uncle Drew lige geldiği günden beri gözümüzü estetik oyunlarından ayıramadığımız çocuk, sen de aramıza hoş geldin. Potaların korkulu rüyası, triple-double makinası, kendisini yarı yolda bırakan arkadaşını affeden koca yürekli adam Westbrook, sana da merhaba. Ant Dağları’ndan şutları yollayan, oyunu değiştiren adam da aramızda artık. Oyunu da kaşları kadar büyük olan, kollarının bir ucu Asya’da diğer ucu Amerika’da olan, A. Davis de bize el sallıyor. Dünya tarihinin en büyük elleri, The Klaw, kralı savunabilen tek şövalye 3-peat düşmanı Leonard da ligimizin bir parçası artık. Şimdiye kadar saydıklarım şu günlerin abileri, çocuklukları bitti. Bir de günümüz gençlerine bakalım.

 Antik Çağ’da Yunanlar çok tanrılı dine inanırlardı ama o dönemde basketbol yoktu. Bu açığı kapatmak için Kronos, (Antik Yunan’da Zeus, Hades ve Poseidon’un babası) Giannis Antetokounmpo’yu yarattı. 2013 yılından beri üstüne koya koya Giannis, cılız bir çocuktan, bu canavarı yarattı. Tarihin istatistiksel olarak en iyi sophomore (ikinci yıl) sezonunu geçiren Dirk’in varisi Luka 2020’lerde ligin zirvesini Giannis ile paylaşacak gibi duruyor. Curry’nin varisi lige geldiği ilk günden beri şutlarıyla ve Nash’i aratmayan paslarıyla oyuna renk katan Young, şüphesiz gelecekte ligin en iyi gardlarından biri olacak. Bu yılın öne çıkan çaylak ikilisi Nunn ve Herro Miami’yi ileri taşıyabilecek kabiliyette iki oyuncu olarak göze çarpıyorlar. Sıra geldi benim favori çaylağım Ja Morant’e. Ligin gelecekti önemli gardlarından biri olmaya aday bir isim. Zion Williamson kilo veremediği sürece böyle sakatlıklar devam edecek ve ligden silinecek. Bir an önce kilo verip bir profesyonel sporcu olduğunu hatırlamalı ve ona göre yaşamalı bence. Üniversite yıllarından beri arkadaş olan Booker, KAT ve D’Angelo 2020’lerde ligin yüzü olmaya aday olan isimler. Tatum, Ingram ve Kuzma da süperstar adaylarımdan. Bu konuda en çok güvendiğim isim Jason Tatum. Jaylen Brown ile Boston’a 18. şampiyonluğu getireceklerine dair şüphem yok. Görünüşe göre 2010’ları aratmayacak bir on yıl bizi bekliyor.

Geriye dönüp baktığımızda, çocukluk kahramanlarımızı oyuncu olarak bir daha seyredemeyeceğimizi, çocuklarımızın kahramanı olacak yıldız haline gelmiş ya da bu potansiyele sahip oyuncuları, rekorları, sürpriz oyuncuları ve takımları, şampiyonlukları ve ödülleri gördük. Kısacası iyisiyle kötüsüyle NBA’de bir devri kapattık. Hepinize bol eğlenceli, keyifli, çekişmeli maçlar izleyebileceğiniz bir yıl diliyorum. Mamba out!!!

Ömer Faruk Öztürk

Exit mobile version