Son Periyot

Dwyane Wade Heat’ten Neden Ayrıldı

Dwyane Wade Heat'ten Neden Ayrıldı

Dwyane Wade Heat'ten Neden Ayrıldı

Yine bu sitede Pat Riley’nin Miami Heat’te tamamladığı 20. yıl anısına bir yazı yazmış, onun ne derece önemli bir spor adamı olduğunu ve ona duyduğum hayranlığı dile getirmiştim. Pat Riley : Heat ile Geçen 20 Yıl başlığında bu yazıyı okuyabilirsiniz. Pat Riley demek planlama demek, risk almak demek, sihirbazlık demek, sadakat demek demiştim. Yazımın sonunda hiç mi hatası olmadı bu adamın diye sorabilirsiniz diye eklemiş ve birkaç hatasını da sıralamıştım. Malum, en iyi liderler dahi hatalar yaparlar, yapacaklardır da, ancak Pat Riley’nin yapıp yapacağı en büyük hatanın 2016 yazına denk geleceğini hiç düşünmemiştim.

NBA’de yeni TV anlaşması ve bütçelerin artması dolayısıyla inanılmaz bir free agent piyasası dönemi yaşadık. Turner ve Mozgov, MVP Stephen Curry’den fazla para kazanacak, Luol Deng Miami Heat’te aldığı paranın 1.5 katını 30 yaşından sonra Lakers’ta alacak, geçen sene 65 maçtan az maça çıkmış Mike Conley ve Chandler Parsons için Memphis 247 milyon dolarlık kontrata imza atacaktı. Mike Conley, NBA tarihinin en çok kazanan oyuncusu olacak ve belki de en önemlisi Kevin Durant Oklahama’yı bırakıp Golden State’in yolunu tutacaktı. Geçen hafta yaşananların yüzde 80’i tahminlerin dışında gelişirken, bu istatistikten Miami Heat taraftarları olarak biz de payımızı aldık ve tarihimizin en özel oyuncusu Dwyane Wade’e el sallamak zorunda kaldık.

Ayrılığın Böylesi Görülmedi

Yıllarca arkamıza yaslanıp Pat Riley’nin hamlelerini izledik ve sahaya her zaman rekabetçi bir takım koyacağına emin olduk, koçken de başkanken de. Bu yaz da basın toplantısını açıp saniye saniye izledim onu. Kısaca önceliğimiz Hassan Whiteside’ı takımda tutmak, ve sonrasında piyasada büyük bir balık avlamak için elimizden geleni yapacağız demişti. Tıpkı 2010 yazında olduğu gibi bu yaz da hayallerimiz yükselttik ve beklemeye başladık. Ancak gelişmeler beklentilerimizin uzağında kalırken, biz de işin sonunda sağlıklı bir analiz yapma imkânı bulduk. Biraz acı olsa da.

2010 yazında Lebron James, Dwyane Wade, Chris Bosh Miami Heat’te nasıl buluştu? Cevabı çok basit. Wade, Lebron ve CB’yi Miami’ye getirmek için bizzat uğraştı. Sadece onları değil, Mike Miller’i getirmek için de, Udonis Haslem’ı tutmak için de ve takımın diğer parçaları içinde Pat Riley ile birlikte bizzat uğraştı. Kısacası big-3 projesi bir paket projesiydi ve taşların yerine tek tek değil, hep beraber oturtulması söz konusuydu. Şampiyon olacak bir takım olalım ve bunun için fedakarlık yapalım dedi her birisi. Ve sonunda ne mi oldu? Aralarında en büyük fedakarlığı da Miami Heat’in evladı ve parmağında bir yüzüğü olan Wade yaptı, big-3 arasında en az rakamlı kontrata o imza attı ve 4 final 2 şampiyonluk yaşayan takım meydana getirildi. Yeri gelmişken söyleyeyim, Wade 13 sene boyunca takımın süper yıldızı olmasına rağmen hiçbir zaman takımda en çok maaş alan oyuncu olmamıştır. Bu bile başlı başına onun takım olmaya verdiği önemi göstermeye yetecek bir ayrıntıdır.

2016 Free Agent Piyasası

2016 free agent piyasasına geldiğimizde yine Pat Riley’nin bir planı vardır dedik ve beklemeye başladık. Henüz ilk gün Hassan’ı takımda tutmaya ikna etmesi ile de oldukça umutlandık. İdeal olan hamle Kevin Durant’i Miami’ye gelme noktasında ikna etmek ve birkaç rol oyuncusu ile birlikte şampiyonluk kovalayabilecek bir takım oluşturmaktı. Ancak piyasanın açıldığı 1 Temmuz günü gelişen hadiseler açıkçası bizleri oldukça kuşkuya sevketti ve bu kuşkularımız da maalesef haklı çıktık.

Birincisi, Durant dışında büyük balık diyebileceğimiz tüm oyuncular daha ilk 2 günde piyasadan uçtular, De Rozan, Beal gibi kendi takımlarında kalanlar olduğu gibi, Rondo, Howard, Harford gibi takım değiştirenlerde oldu. Bu hareketlenme hem Heat’in manevra alanını oldukça daralttı, hem de sözleşmelerde yazan rakamlar planları alt üst etti. Luol Deng Miami Heat’te kalabilirdi mesela, ancak Lakers’ın teklifi karşısında düşünmeden imzayı attı. Joe Johnson da Utah’ın yolunu tutunca ve Tyler Johson’a Nets teklif verince, Miami Heat’in kağıt üstünde kadro yazacak oyuncusu neredeyse kalmadı. Ve bu halde Durant ile olan toplantıya katıldı Miami Heat yönetimi.

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, 2010 değil, 2016’daydık artık. Süper starımız 28 yaşında bir önceki senenin sayı kralı değildi. Chris Bosh her ne kadar NBA All-Star arasından önce takımın en iyisi olsa da, kan pıhtısı probleminden dolayı parkelere dönüp dönemeyeceği bile belli olmayan bir haldeydi. Açıkçası Kevin Durant’in önüne koyabileceğimiz aydınlık bir tablo yoktu ortada. O yüzden Kevin Durant’in Miami Heat’e gelmemesi normal karşılayabileceğimiz bir durumdu. Ancak normal karşılamadığımız şey, bu sürecin oldukça amatör yürütülmesi idi. Bugün NBA free agent piyasasından en kötü sonuçla çıkmış takımlardan biri olmamızın ve Wade’in Chicago’nun yolunu tutmasının sebebi de tam da buydu.

Golden State Warrios koçu, yönetimi ve Steph Curry, Klay Thompson ve Draymond Green gibi yıldız oyuncuları ile çıktı Kevin Durant’in karşısına, biz 73-9’luk sezon rekoru ve NBA finalisti takımız, sen de gel önümüzdeki 4-5 sene ambargo koyalım lige dediler muhtemelen. Tıpkı 2010 yazında Miami Heat’in yaptığı gibi, birlik ve beraberlik içerisinde, takım görüntüsünde ikna ettiler Kevin Durant’i.

Pat Riley, Dwyane Wade’i Gönderdi Mi?

Wade & Riley

Oysa Miami free agent piyasasında Durant’in karşısına tek bir oyuncusunu çıkarmadı. Maksimum kontrat verdiği Hassan dahi Kevin Durant’in gelmesi adına çaba sarfedemedi. Wade ise tüm bunlar olurken İbiza’da Lebron ile beraber tatildeydi. Ve eşinin tweetlerinden anlıyoruz ki, kendisine ne bir mesaj, ne bir arama geldi bu konu hakkında. İlk öğrendiğimiz Miami Heat’in yıllık 10 milyon dolar önerdiği idi ve bundan başka basına yansıyan başka haber yoktu. Hal böyle olunca Kevin Durant, Golden State Warriors’un yolunu tuttu ve ertesi gün Heat’in Wade’e 20 milyon önerdiğini duyduk haberlerde.

Önceliğimiz Hassan deyip birinci gün maksimumu önerip Durant için beklemeye geçiyorsun; o sırada hem piyasadaki diğer free agent’ların birer birer imzalayıp gitmesini, hem de kendi takımındaki diğer oyuncuların başka takımlara gitmesini seyrediyorsun. Durant hamlesi yaparken de, takımının kaptanı ve 13 yılda Miami şehrine gelen 3 şampiyonluğun en önemli aktörlerinden Wade’i dışlıyor, onu hamlelerinin bir parçası yapmıyorsun ve son olarak Durant gelmiyorum deyince birden bire ilk görüşmede ağzından çıkan rakamı iki ile çarpıp Wade’e bizimle devam et diyorsun. Yeni sistemle adeta tüm başkanlar para saçarken sen kendi yıldız oyuncuna dönüp bakmıyorsun. Açıkçası, Pat Riley maalesef bütün bunları alt alta yazdığımızda Wade’in Miami Heat’ten ayrılmasının en önemli sorumlusu olarak gözükmektedir. Bu açıdan Wade’in Miami’den ayrılması kadar, Pat Riley gibi bir ustanın bu duruma bu kadar kolay şapka çıkarması hepimizi şokta bırakmıştır. Wade’in Miami Heat’ten ayrılması taraftarlar tarafından da sürecin tamamı düşünüldüğünde oldukça normal karşılanmış ve kendisine atılan mesajlarda bu çok net görülmüştür. Dwyane Wade 34 yaşında olmasına rağmen ligi domine edecek bir oyuncudur, iyi bir liderdir, Miami Heat için çok büyük fedakarlıklar yapmıştır hatta Lebron James gibi bir süper starın gölgesinde dahi oynamayı gurur meselesi yapmamış, her şeyin önüne takımını koymuştur. Bugün Miami şehrine kariyerinin sonlarına yaklaştığı şu günlerde bile olsa, bu şekilde veda etmesi oldukça üzücüdür.

Bundan Sonra Ne Olacak

Wade’in ayrılığı gibi bir ayrılık görmemiştir herhalde tarih. Wade, Kevin Garnet’in Minnesota’dan, Lebron’un Celevand’dan, ve Durant’in Oklahoma’dan ayrılması gibi yüzük takmak için ayrılmıyor takımından. Bu şehire 3 tane şampiyonluk yaşatarak tam anlamıyla bir efsane gibi ayrılıyor. O Lebron gelmeden önce de bu şehire bir şampiyonluk getirmişti her zaman Miami’nin efsanesi idi ve her zaman efsanesi olarak kalacak. Forması emekli edilecek, belki American Airlines’ın önüne heykeli dikilecek bir efsane. Heat tarihinde kırılmadık rekor bırakmamış birisi. Onun gidişi yarım kalmışlıklarla değil, tamamlanmış hikayeler ve fedakarlıklarla dolu. O yüzden Thunder taraftarının bu yaz Durant’e, Cavs taraftarının 2010’da Lebron’a yaptığı gibi formaları ateşe verecek değiliz, aksine 3 numaralı Heat formasını adeta biz de emekli edeceğiz dolaplarımızda.

Bundan sonrasını düşünecek olursak Miami Heat tekrar ligde üst sıraları zorlayacak seviyeye kısa vadede zor gelir gibi gözüküyor. Belki takas, belki draft belki yine free agent bilemeyiz ama benim tanıdığım Pat Riley büyük hamle yapamıyorsa, hiç hamle yapmaz. Şu an seneye yaz için planı Chris Paul ve Blake Griffin’i beraberce Miami Heat’e getirmektir muhtemelen. Belki de takas yolu ile Russell Westbrook’u getirmeyi planlıyordur. Ancak bu hamleler bile, Golden State’in bu yaz oluşturduğu takıma karşı bizi heyecanladırmaya yetecek midir, açıkçası pek sanmıyorum. Yine de Heat gibi her sene playoff oynamaya alışkın ve şampiyonluklar yaşamış bir takımın taraftarları olarak hayallerimizi hep yüksek tutmaya devam edeceğiz ve bekleyeceğiz.

Veysel Avşar

Ekonomi Hocası, Miami sevdalısı
www.veyselavsar.com

Exit mobile version