Derrick Rose denince belki de çoğumuzun içine bir hüzün çöker. Kendimizden yaşça küçük kardeşlerimize, zamanında NBA takip etmeyen tanıdıklarımıza ‘Ah bir bilsen’ deriz. Derrick Rose öyle bir ‘oyuncuydu’. Tarihin en genç MVP’sinden minimum ücretlerle oynayan bir bench oyuncusuna… Gelin sizlerle bu dramatik hikayenin üzerinden geçelim.
Bilmeyenleriniz için Derrick Rose 2008 NBA Draftında 1.sıradan Chicago Bulls tarafından seçildi. İlk senesinde 16.8 sayı, 3.9 ribaunt ve 6.3 asist ortalaması ile oynayarak Yılın Çaylağı (ROY) ödülünü kazandı. Bir sonraki yılında All-Star seçilme başarısı gösterdi. Bu sırada oyunuyla bütün dünyayı kendisine hayran bırakıyordu. Parklardaki çocuklar artık Kobe ve LeBron’u bir saniyeliğine unutmuş ve yeni bir isme hayranlık duymaya başlamışlardı. O hepimizin ilham kaynağıydı. Olduğu yerde durmakla yetinmedi. İlk iki senesinde playofflarda bir başarı gösterememesine rağmen gelecekte Doğu Konferansına yön vermesi bekleniyordu. Kimilerinin gözünde Bulls’u o eski parlak günlerine döndürebilecek prensti o.
Üçüncü yılına geldiğinde D. Rose bambaşka bir oyun sergiliyordu. Onu izleyip hayran kalmamak elde değildi. İmkansız denilen şeyler yapıyor ve çoğu zaman biz izleyicilere ‘Yok artık’ dedirtiyordu. Öyle bir adamdı Derrick Rose… Spikerler bile maçı anlatırken bazen inanamıyordu. Bu muazzam oyunu sayesinde 2010-2011 yılında, henüz 22 yaşındayken tarihin en genç MVP’si seçildi. Playofflar’da takımını sırtladı ve konferans finallerine çıktı. Karşılarında Miami’nin şampiyonluğa aç kadrosu olmasaydı belki de adını finale yazdıracaktı. Miami’ye 4-1 kaybetmesine rağmen hepimize o süper takımı tek başına devirebileceğinin sinyallerini vermişti. O tarihin en iyilerinden birisi olacaktı. Tabi eğer kader ona çelme takmasaydı…
Rose MVP sezonunun ardından canla başla mücadelesine devam ediyordu ta ki yürek burkan bir sakatlık yaşayıncaya kadar. 2012 Playoff’larında Philadelphia’a karşı oynadıkları ilk maçın son dakikalarında üç oyuncunun arasına atlayarak pas dağıttığı bir pozisyonda dizinden sakatlandı. Yerde kaldıktan sonra herkes saniyeler içerisinde ayağa kalkmasını bekliyordu. Ancak Chicago’nun altın çocuğu dizini tutuyordu ve acı çektiği yüzünden belli oluyordu. Takım arkadaşları ve sağlık görevlileri başına toplandığında herkes durumun ciddi olduğunu anlamıştı. Ancak ne kadar ciddi olduğunu bilemezlerdi. Derrick Rose’un yükselişi çabuk durmuştu. Bir dahaki sezon herkes ondan geri gelmesini bekledi. Ama o gelmedi. Bütün bir sezonu tek bir maça çıkmadan kapattı.
2013-2014 sezonunda geri geldiğinde basketbol severlerin içine yine bir umut doldu. Böyle bir oyuncu kolay pes etmezdi. O öyle bir oyuncu değildi. Ancak 10 maçın ardından tekrar sakatlandı. Daha sonra her ne kadar geri geldiyse de hep sonu sakatlıkla bitti. Sadık hayranlarını asla yitirmedi.
Chicago’dan sonra New York Knicks ile anlaşan Rose 2016-2017 sezonunda orada 18 sayı ortalamasını yakaladı. Henüz işi bitmiş değildi. Tekrar sakatlandı. Yine pes etmedi. 2017-2018 sezonu için skorer bir Guard eksikliği yaşayan Cleveland’a gitti. Yeniden gözler önünde olacak yeniden kazanmak için savaşacaktı. Ancak burada da işler istediği gibi gitmedi. Milwaukee Bucks ile oynadıkları maç sırasında estetik bir turnike sonrası yine kötü düştü. Geri dönse bile Cavs yönetimi durumdan memnun değildi. Bench oyuncusu olarak oynayan Rose yalnızca 9.8 sayı ve 1.6 asist ortalaması tutturabilmişti.
Ara takas döneminde Utah Jazz’e gönderildi. Utah’ın playoff şansı pek yüksek gözükmediği için takımla anlaşarak serbest kaldı. Daha sonra parlak dönemindeki koçunun takımı olan Minnesota Timberwolves’a gitti. Playoff’larda eski Rose’a dair sinyaller vardı. Takımın ilk 5 oyuncularından daha çok katkı verdi ve mücadele etti. Ancak ne yazık ki karşılarında muazzam bir sezon geçirip ligi birinci sırada tamamlayan Houston Rockets vardı ve seriyi 4-1 kaybettiler. Rose gösterdiği ışık yüzünden olacak ki Minnesota ile bir sezonluk yeni bir anlaşma imzaladı.
2018-2019 sezonunda Minnesota forması giyecek olan Derrick Rose hala bir çok NBA severin göz bebeği. O her ne kadar düşse de kalkmasını bilen, asla pes etmeyen, şarkılara konu olmuş olan tarihin en genç MVP’si. O hepimizin tanıdığı inanılmaz oyuncu Derrick Rose.
Göktuğ Aksu
